Mucize

İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:

İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

The Miracle - What is a Miracle?

Tanrı’nın Elçisine vahiy edildiği üzere
Marshall Vian Summers
7 Nisan 2011
Boulder, Kolorado, ABD

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.



Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

Bugün Mucize’den söz edeceğiz.
İnsanların mucizeler konusunda çok tuhaf fikirleri var. Doğaüstü güçlerin fantastik gösterilerini görmek istiyorlar. Bu tür olayları üreten büyük öğretmenlerin hikayelerini duyarlar ve insanlar için mucizeler üreten fantastik hikayeleri, onlara inancı uyandırmak veya güçlendirmek için sunulurlar – sanki gerçek öğretmeni sıradan insandan ayıran şey buymuşçasına. Bu kesinlikle folklor ve fantezinin bir parçasıdır.
Ama gerçekte mucize nedir? Biz Mucize, Tanrı’nın size ve her bir kişiye vermiş olduğu daha büyük Zekanın keşfi ve bu keşifle dünyaya daha büyük bir amaç için gönderildiğinizin tanınmasıdır diyoruz.

Ancak mucize gerçekte sadece bu tanınma anı değildir. Ne kadar günahkar ya da kötü görünürlerse görünsünler her insan için kurtuluş vaadi olduğunu ve burada Tanrı’nın sizi nasıl kurtardığını anladığınız için tamamının keşfidir.

Yaratıcının Zihni, birçok dini öğreti ve ilkenin tarif ettiğinden çok farklıdır – kızgın, intikamcı bir Tanrı; yargılayıcı bir Tanrı; insanları ebedi lanetle gönderen Kıyamet Günü’nde oturan bir Tanrı.

Bu kuşkusuz, insan zihninin bir yansıması olmalıdır- Tanrı’nın aynı anda hem savcı hem de cellat olmasını sağlamaya çalışan insan zihninin – insanların gerçek adaletin ne olduğuna dair kanısının şimdi Yaratıcı’da yansıtılan bir yansıması olmalıdır. Yargı ve lanetleme, inancı uyandırmak ve güçlendirmek için kullanılır. İnsanlar inanışa boyun eğmedikleri zaman en kötü sonuçlarla tehdit edilirler.

Bütün bunlar, merhametli, nazik, sevgi dolu ve bağışlayıcı olması beklenen bir Tanrı’ya yansıtılır. Bundan dolayı büyük çelişkiyi görüyorsunuz ve bu çelişki birçok insanı uzaklaştıracak kadar önemli. Bu büyük çelişki ve onunla ilişkilendirilen düşünme ve anlamadaki tüm hatalar, mucizeyi tanımadaki başarısızlığı temsil eder.

Eğer Tanrı’nın size nasıl ulaşacağını, Tanrı’ya nasıl hizmet edeceğinizi ve bu daha büyük birlikteliği ve bağlılığı neyin motive edeceğini ve harekete geçireceğini gerçekten anladıysanız, bu muammadan, bu çelişkiden, insan değerleri, insan yargıları ve insan beklentilerinin Tanrısı üzerine bu saçma projeksiyondan kaçarsınız.

Doğrudan benzersiz bir İlahi deneyim yaşamayan insanlar, şimdi inanmazlarsa lanetlenme ve eziyetle tehdit ediliyorlar. Ancak inanç, insanları Tanrı ile birleştirecek şey değildir. İnanç, doğrulayıcı ve destekleyici bir vurgu olarak gereklidir, ancak özünde mucizenin kendisi olan gerçek tanınmayı desteklemesi gerekir.

Doğrudan benzersiz bir İlahi deneyim yaşamayan insanlar, şimdi inanmazlarsa lanetlenme ve eziyetle tehdit ediliyorlar. Ancak inanç, insanları Tanrı ile birleştirecek şey değildir. İnanç, doğrulayıcı ve destekleyici bir vurgu olarak gereklidir, ancak özünde mucizenin kendisi olan gerçek tanınmayı desteklemesi gerekir.

Mucize, kendi içinizde zevk, zenginlik, güzellik gibi, başka hiçbir şey tarafından karşılanamayacak şiddetli ve çok derin bir ihtiyacı fark ederek Tanrı’ya kendi başınıza gelmenizdir. Özgürlük dahi, ruhunuzun daha derin ihtiyacını karşılayamaz, çünkü sizi Tanrı’ya getiren odur. Ve bu bir mucizedir, görüyorsunuz ya.

Mucize, Tanrı’nın sizin içinize daha derin bir Akıl olan İlim’i koymasıdır. Aslında İlim, sizin Tanrı’dan asla ayrılmayan parçanızdır. Bu mucizedir. Ve Ayrılık aslında hiç gerçekleşmedi – bu mucizedir. Ve siz dünyaya daha büyük bir amaç için gönderildiniz – bu mucizedir. Ve bu amacı bulabilir ve takip edebilirsiniz ve özellikle onun için tasarlandınız – bu mucizedir!

Olağanüstü ve önemli güçlerin gösterileri olarak, teknolojilerini kullanarak ve hatta nadir durumlarda zihinlerinin güçlerini kullanarak mucizeler üretebilen dünya dışı güçler var. Tanrı gibi olduklarını ve onlara tapınmanız gerektiğini düşünmeniz için sizi kandırabilirler, ama bu mucize midir? Yoksa bu sadece aldatma amaçlı hile ve manipülasyon mudur?

İnsanlar kendilerini güçsüz hissettikleri için güç gösterileri istiyorlar, bu da onlara dünyadaki gerçek güçlerini ve etkinliklerini geri veriyor çünkü hayatlarında gerçek mucizeyi henüz bulmamışlar.

Yani sahte mucizeler, etkilemeye ve ilham vermeye devam eden gösteriler var, ancak bunlar sağlıksız ve zararlı amaçlarla kullanılıyor. Aynı zamanda, zayıf ve batıl inançları olan bir insanlıktan yararlanmak isteyen dünyanın ötesinden gelen ırkların bugün oluşturduğu Müdahale tarafından da kullanılıyorlar.

Mucizenin gerçekte ne olduğunu anlamak, yaşamınızda ve tüm dünyada İlahi Varlığın, Amacın ve İrade’nin gerçek olarak tanınması için bir ortam hazırlar. Mucize, Tanrı’nın kurtuluşu içinize yerleştirmiş olması ve buna cevap verebilmenizdir. Sonuç olarak bu, doğaüstü güçlerin herhangi bir gösterisinin olabileceğinden daha önemli, daha kalıcı ve daha harikulade.

Mucizenin gerçekte ne olduğunu anlamak, yaşamınızda ve tüm dünyada İlahi Varlığın, Amacın ve İrade’nin gerçek olarak tanınması için bir ortam hazırlar. Mucize, Tanrı’nın kurtuluşu içinize yerleştirmiş olması ve buna cevap verebilmenizdir. Sonuç olarak bu, doğaüstü güçlerin herhangi bir gösterisinin olabileceğinden daha önemli, daha kalıcı ve daha harikuladedir.

Kendinizi Tanrı’ya götürmeniz, içinizde dünyadaki başka hiçbir şeyle tatmin edilemeyecek daha büyük bir ihtiyaç olduğunu dürüstçe kabul etmeniz, bu mucizenin bir parçasıdır. Tanrı’nın sizi yeniden canlandırmak, sizi korumak ve dünyadaki daha büyük bir hayata hazırlamak için size daha büyük bir Akılı, İlimin gücünü verdiğinin keşfi – bu mucizenin bir parçasıdır!
Tanrı ile olan ilişkinizin bir mucize olduğunu söyleyebilirsiniz, çünkü hayatınızı tamamen değiştirebilecek, sizi yeniden canlandıracak, size daha fazla güç ve dürüstlük verebilecek ve sizi dünyada yeniden konumlandırabilecek böylece özellikle ihtiyaç duyulduğunuz yerde daha büyük bir hizmet sunabilmenizi şağlayacak kadar harika ve olağanüstü ve kaydadeğer olan bir şeyi göstermektedir.

Sahte mucizeler sadece inancı uyandırmak içindir ve inanç bir tür köleliktir. Bu gerçekten samimi bir ilişki değildir. Bu durumda, o ilişkiyi ikame eder. Camiye, tapınağa veya kiliseye ibadet etmek için gidiyorsunuz çünkü öyle yapmanız bekleniyor, çünkü böyle yapmanın karşılığını istiyorsunuz, çünkü bunu yapmazsanız talihsizliklerin sizi bulacağından korkuyorsunuz. Ama henüz mucizeyi yaşamadınız yoksa çok farklı bir nedenle ibadete gelirdiniz ve nerede olursanız olun – evinizde, bahçenizde, şehir caddesinde, doğanın dışında – ibadet ederdiniz. Bir tapınağa ihtiyacınız olmayabilir veya bir tapınak sizin için orada olmayabilir.

Amacınız ve deneyiminiz, dinin deviniminden geçen çevrenizdeki pek çok insandan çok farklı bir seviyede gerçekleşecektir, ancak onlar henüz kurtuluş mucizesine dahil olmadılar. Her şey inanışa ve inanca dayalıdır – bir tür entelektüel girişim, sığ bir girişim, düşebilen ve her zaman aşınan bir şey, bu yüzden onu sürekli olarak güçlendirmeniz ve canlandırmanız gerekir çünkü sizi kendi başınıza ilerletmek için gerçekten içinizde yeterince öz ve güce sahip değildir, sanki bir koyun sürüsü gibi çekiliyor ya da güdülüyormuşsunuz gibi.

Tüm bu kavram mucizeyi ve Yaratıcı ile gerçek ilişkinizi ve içsel sorumluluklarınızı ve amacınızı anlamıyor. Sosyal güçler, siyasi güçler, aileye saygı – bunlar insanların inanması için temel motivasyon kaynakları haline gelir. Tanrı’dan mucizeler istiyorlar çünkü kendilerini çok güçsüz hissediyorlar çünkü henüz gerçek mucizeyi deneyimlemediler.

Tanrı’nın hayatınıza müdahale etmeden, işlerinizi manipüle etmeden size rehberlik etmesi, entelektüel anlayışa meydan okuyan olağanüstü bir şeydir. Tanrı’nın fantezilerinizi gerçekleştirmenize, büyük hatalar yapmanıza, hatta hayatınızı yok etmenize izin vermesi ve yine de kurtuluş tohumunu içinize ekmiş olması, gerçekten de insan aklının kavrayamayacağı bir şeydir. Sizin yerel dininizle bir ilgisi olabilecek veya olmayabilecek özel bir şey için seçilmiş olmanız ve çağrılmanız, aklın anlamakta büyük zorluk çektiği bir şeydir. Bunu başkalarına açıklamayı deneyin, size boş yüzlerle bakacaklardır.

Mucize senin içinde. Senin için bekliyor. Seni çağırıyor. Ne yaptığınızı bilmediğinizi, hatalar yaptığınızı ve hiçbir vaadi olmayan insanlara ve durumlara hayatınızı verdiğinizi kabul etmek için kedninize gelmenizi ve kendinize karşı yeterince dürüst olmanızı bekliyor.

Tanrı’ya geri dönüyorsunuz çünkü bunu yapmaya güdüldüğün için değil, bunu yapmak için zorbalığa uğradığın için değil, yapmakla tehdit edildiğin için değil, kendine karşı gerçekten dürüst olmaya başladığın için.

Bu dünyanın ötesindeki Kadim Evinize kesin bir inancınız var diye geri dönmüyorsunuz, çünkü sağlam inanç gerçekten esas bir ilişki kurmuyor. Şüphe veya belirsizlik dönemlerinde sizi ayakta tutmak için orijinal ve gerçek deneyiminize ek olarak kesin inanç gerekli olabilir. Orada inancın gerçek bir değeri vardır. Gerçek amacına hizmet eder.

Kadim Evinize dönüyorsunuz çünkü İlahi ile olan ilişkinizi yeniden keşfediyor ve ifade ediyorsunuz, bu da dini ortodoksluğa meydan okuyor ve onu aşıyor çünkü dini ortodoksluk insanlar tarafından yaratıldı, ancak Tanrı ile olan ilişkiniz Tanrı tarafından yaratılıyor.

Burada yerleşik dini kurumların sınırları içinde veya dışında faaliyet gösterebilirsiniz, ancak özünde deneyiminiz tanımlayıp açıklayabildiğinizin ötesine geçer. ilimin sizden ne yapmanızı istediği ve sizi nereye götürmek istediği, katı dinsel ortodoksiye aykırı görünse bile, sosyal geleneklere karşı gelse bile yanıt vermeniz gereken bir şeydir.

İsa’yı, İsa ile bir ilişki hissettiğin için biliyorsun, İsa senin için mucizeler ürettiği için değil ve sen karşılıksız bir şey elde ettiğini düşünen sadece bir tüketici olarak oradasın.

Muhammed’i tanıyorsunuz çünkü Muhammed ile ilişkiniz var. Orada içsel olan bir bağlantınız var. Bu tasarımınızın ve amacınızın bir parçasıdır.

Buda size ilham veriyor çünkü bu olağanüstü bireyle bir ilişkiniz var, bu birey hayattaki her şeyi sizin için yürüttüğü için değil. Aslında hayatınız bir karmaşa, felaket, bir dizi muazzam problem, düşünme ve yargılamadaki birçok hatanın sonuçları olabilir.

Bu, inanan ile daha derin bir düzeyde bağlı olan kişi arasındaki farktır. Birçok insan özel iyilikler, özel muafiyetler alacaklarını veya zor koşullarından kurtarılabileceklerini düşünürlerse Tanrı’ya gidecektir. Oh, evet, insanlar mümin mucizesi için, bedava öğle yemeği için sıraya girecekler. Ama aralarından kimler burada gerçek bir ilişki yaşıyor ve bu ilişkiye elleri açık, alçakgönüllülükle geliyor – varsayımlar olmaksızın, kar ve kazanç beklentileri olmadan, hayatlarından ve koşullarından kaçmadan?

Tanrı sizi dünyanın üzerine yükseltmeyecek ve tüm sorunlarınızı ortadan kaldırmayacak. Tanrı sizi İlimin rehberliğinde burada yeniden istihdam edecek. Mucize budur, görüyorsunuz ya. Ve kurtarılabilirseniz, yine de Cennete geri dönmezsiniz. Tanrı sizi hem bu dünyada hem de nihayetinde evrende bu dünyanın ötesinde, Melekler Meclisi’nin bir parçası olarak kullanır – başlangıçta küçük bir görev ile, çünkü bu daha geniş yaşam alanı içinde birçok gelişim aşaması vardır. Bu Cennete veya Cehenneme gitmekle ilgili değil. Bu, hazırlığınızın bu aşamasını tamamlamakla veya tamamlamamakla ilgili.

Görüyorsunuz ya, gerçeklik, insanların ve dini kurumların genel inançlarından, varsayımlarından ve tutumlarından çok farklı. Bu nedenle, Tanrı’nın Yeni Vahiyini dünyaya açıklığa kavuşturmak ve İlahi Olan ile daha samimi bir ilişkinin anlaşılması ve takdir edilmesi, yaklaşılması ve kabul edilmesi için dünyaya getiriyoruz. İllüzyonlar bir kenara atılmalıdır ki gerçekliğin açığa çıkabilsin, tesis edilebilsin ve tam olarak deneyimlenebilsin.

Mucize sadece tek bir olay değidirl. Sadece hayatınızda harika bir şey olması ya da zor ve acı verici deneyimlerden kaçınmanız değildir. Ayrılık başladığında – zamandan önce, bu dünya var olmadan önce, fiziksel evrenin başlangıcında, uzun zaman önce harekete geçirilen tüm kurtuluş sürecidir.

Tanrı, bu dünyadaki ve diğer dünyalardaki ayrılanları İlim yoluyla kurtarır. Bu, insanlar için tamamen yeni bir anlayışdır. Ve bununla birlikte, pek çok inanç ve varsayımın yeniden değerlendirilmesini gerektirir.
Kurtuluş mucizesi her dinde bulunabilir, ancak o kadar belirsizleşmiştir ve başka şeylerle örtülmüştür ki, katılımcının kendisine rehberlik edecek çok yetenekli ve bilge bir öğretmeni olmadığı sürece onu gerçekten bulması mümkün olmayabilir. Ve bu tür öğretmenler nadirdir. İnancı ve onunla birlikte gelen her şeyi pekiştirecek birçok kişi bulacaksınız, ancak sizi İlim seviyesine, içinizdeki daha derin Zekaya kim götürecek?

Çünkü Tanrı’nın sizinle konuşacağı ve size rehberlik edeceği yer burasıdır. Bu, Yaratıcı’ın İradesinin sizin içinizde aktığı yerdir, çünkü bu bağlantıda olduğunuz yerdir. Bu, sizin içinizden daha derin bir seviyede akan bir akıntı gibidir. O aklın ve zekanla aynı şey değildir.

Aklınız ve zekanız, zor ve sorunlu bir dünyada seyretmek ve Ayrılıkta yaşayan diğerleriyle etkili bir şekilde iletişim kurmayı öğrenmek için yaratıldı. Aklınız kim olduğunuz değildir. O senin hakikatin değildir.

Bu dünyadan ayrıldığınızda, zekanız kaybolacak. Pek çok insan için bu yok olma gibi görünse de bu gerçekten kurtuluştur. Şimdi olduğunuz kişi, olağanüstü bir seviyede genişlemekte, ifade etmekte ve bağlanmakta özgürdür.

Ama şu anda, dünyada yaşarken zekaya ihtiyacınız var. Ama bunun siz olmadığınızı anlamalısınız. Kendi zihninizden ve zihninizin işkencelerinden, zihninizin kısıtlamalarından ve zihninizin kaosundan kurtulmak, Tanrı’nın sağladığı mucizenin bir parçasıdır.

Bir bireyi İlimin adamı veya kadını olmaya sevk eden şey mucizedir. Tam olarak ifade edildiğinde, Tanrı için bir milyondan fazla mümin değerindedir.

Tanrı’nın övgüye ihtiyacı yoktur. Tanrı’nın ibadete ihtiyacı yoktur. Tanrı’nın tüm bunlara ihtiyacı yoktur – büyük tapınaklar, secde. Bu, mümin ve bağlı olanın yararınadır. Tanrı güvensiz değildir. Tanrı’nın desteklenmesi ve Tanrı’nın ne kadar büyük olduğunun hatırlatılması gerekmez. Tanrı’nın buna ihtiyacı yoktur.

Bir bağlantı kurmaya çalışmak, orada zaten var olan bağlantıya kendinizi açmak için Tanrı’ya ibadet edersiniz. Tanrı’nın sizden daha büyük olduğunu ve size rehberlik edebileceğini söylemek için alçakgönüllülükle secdeye kapanırsınız. Ancak insanlar mucizeyi anlamıyor ve bu yüzden bunun nasıl gerçekleştirilebileceğini görmüyorlar. Bu yüzden muafiyet istiyorlar. Kendi koşullarından ve gelecekteki kayıp ve yoksunluk ihtimalinden kurtulmak istiyorlar.

Elbette bunlar için dua edebilirsiniz ve birçok insan ağır şartlarla karşı karşıyadır ve bunlar için dua ederler ve bu uygundur. Ama bir yanıt veren şey daha derin bir düzeydedir.

Tanrı aklınızı bugün olduğu gibi yaratmadı. Bu hayata başladığınız zaman, zihniniz boş bir tuval gibiydi. Fiziksel bedeniniz gibi sadece bir potansiyeldi.

Bugünkü zihniniz, dünyanın, onun sizin üzerindeki etkisinin ve ona verdiğiniz tepkinin bir ürünüdür ; ve aldığınız kararların ve üstlendiğiniz inançların; verdiğiniz tavizlerin, tutumlarınızın, hayal kırıklıklarınızın, yargılarınızın, affetmemenizin, fantezilerinizin, arzularınızın, korkularınızın – bu sizin aklınızdır!

Zihni bunlardan kurtarmak, içinizde daha derin bir seviyede gerçekleşen bir devrimin sonucudur ve bu mucizedir. Tanrı’nın yarattığı bir devrimdir. Bu mucizedir. Pek çok aşaması ve adımı olan bir dönüşüm sürecidir. Bu mucizedir. Oluşturmadığınız bir güç tarafından kurtarıldınız. Bu mucizedir.

Ve şimdi zihniniz daha büyük şeylere adanıyor. Önemli şeylere odaklanıyor. Ve siz ilerlerken ve gelişirken eski düşünceler ve korkular hala zaman zaman sizi rahatsız etse de, zihninizin algısı ve deneyiminiz üzerinde gittikçe daha az etkisi var, sanki kendi yarattığınız ve insan toplumunun ve insan inancının yarattığı bir hapishaneden özgürleşmişsiniz gibi.

Mucizeyi yaşamayan insanlar anlamayacaklar. Kötülük olabileceğini, güvenemeyeceklerini düşünerek korkuyla bakabilirler, güvenilmemesi gerektiğini sadece inanmalı ve dinin emirlerine uymalısınız diye [düşünerek] . Mucizeyi yaşayan kişiye endişe ve belirsizlik ve hatta düşmanlıkla bakarlar ama anlamazlar.

Tanrı bu kişiyle konuştu. Neden onlara değil? Kıskançlık var. Haset var. Yanlış anlaşılma var. Bu nedenle, birkaç yüzyılda bir dünyada ortaya çıkan büyük azizler ve hatta büyük Elçiler bile kötülük görür ve yanlış anlaşılır. Tanrı’nın Elçileri bile, dini figürler ve genel nüfustaki birçok insan tarafından hakarete uğrar ve yanlış anlaşılır, ancak onlar anlamazlar.

Korkuyorlar. Kıskanıyorlar. Seçilmiş olmak istiyorlar. Açıklanamaz bir deneyim yaşayan, garip ve öngörülemeyen şeyler yapan bu kişi hakkında ne yapacaklarını bilemezler.

Hükümetler bunu istemezşer. Belirli yönergeleri ve ilkeleri sorgulamadan izleyen uyumlu bir nüfus isterler. Ve böylece mucizeyi yaşayan kişi onlar için bir endişe kaynağı olabilir.

İlimsiz bir dünyaya, korku, arzu ve inanç tarafından yönlendirilen bir dünyaya girdiğinizi bilmelisiniz. Bu, içsel deneyiminizi yanlış insanlara ifade etmeme bilgeliğini, bu konuda sağduyulu olmayı ve anlayışlı olmayı öğrenmenize ve adapte olmanıza yardımcı olacaktır. Çünkü içinizdeki mucizeyi beslemek istersiniz. Büyümesini istersiniz. Sizi bir sonraki adıma götürmesini istersiniz. Sadece aralıklı ve periyodik olmak yerine daha güçlü, daha derin ve daha sürekli olmasını istersiniz.

Bu nedenle, İlim’e yanıt veren kişi, çok benzersiz bir şeye yanıt verdiklerini anlamalıdır. Etraflarındaki hiçbir şeye benzemeyen bir mucize yaşıyorlar. Başkalarının deneyimlemediği bir şeyi deneyimliyorlar. Henüz değil. Alevi kendi içlerinde canlı tutmalı ve kimlerle paylaştıklarına çok dikkat etmelidirler. Yalnızca mucizeye cevap veren başka biri onları destekleyebilir ve anlayabilir veya daha büyük bilgeliğe sahip olan ve sosyal adetler ve ortak görüşü tarafından idare edilmeyen biri.

Tanrı seni çağırıyor. Bu mucizenin başlangıcıdır. Cevabınız mucizenin bir parçası. ilime Giden Adımları Atmak mucizenin bir parçasıdır. İlimin ardından, zihninizdeki diğer şeylerin bir kenara bırakılmasına eğer bunlara gerçekten ihtiyaç duyulmuyorsa ve sizin için gereksizse, veya doğal olarak düşmeye başlamasına izin vermek, bu mucizenin bir parçasıdır. İlime Giden Adımlarını atmanın bir sonucu olarak dünyada daha büyük bir amaç ve hizmeti keşfetmek mucizenin bir parçasıdır.

Geleneksel düşünceden kurtulun. Zihninizin kavrayışının ötesinde olağanüstü bir şeye yanıt vermesine izin verin. Bu mucizedir.

Gerçek güç ve kurtuluş yolu, insan ailesine geri verilmelidir – sadece bir kabile veya bir millete değil, tüm dünyaya. İşte bu yüzden size Tanrı’nın Vahiyini getiriyoruz. Bu yüzden çağrılıyorsunuz.

Özgürlük arzunuz sadece yaşamın şiddetinden ve tehlikelerinden kurtulmak için değildir. Mucizeyi bulmak, mucizeyi takip etmek ve sonunda mucizeyi somutlaştırmak ve ifade etmek içindir.

Anlayışınız bu olsun.