İnsanlığı Ne Kurtaracak

İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:

İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

Tanrının Elçisine Vahiy edildiği üzere üzere
Marshall Vian Summers
30 Mart 2008 tarihinde
Boulder, CO’da

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.




Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

İnsanlık en büyük sınavıyla ve en zorlu mücadeleleriyle yüzleşmek üzere. Elbette pek çok insan bunu hissediyor – belirsiz bir endişe duygusu, geleceğe dair yaygın bir endişe – diğerleri ise hala hayatın bildikleri gibi devam edeceğini hayal ediyor, tabii şimdiden daha iyisine, çünkü daha iyi olmalı diye düşünüyorlar. Ancak insanlık büyük bir sınav ve zorluk dönemine giriyor. Hayatınızın nereye gittiğini anlamak istiyorsanız, olayların sırasını anlamak istiyorsanız, geleceğe nasıl hazırlanmanız gerektiğini anlamak istiyorsanız – geçmişe pek çok yönden benzemeyecek bir geleceğe – bunu kabul etmelisiniz. Bu olumsuz bir bakış açısı değildir. Bu, gelmekte olanın bir ifşasıdır.

Buna karşı çıkanlar kendi inkâr duygularını sürdürmekte, zayıflıklarını ve değişen koşullarla yüzleşmedeki yetersizliklerini ortaya koymaktadırlar. İnsanların umutları ve hayalleri artık yaşamlarının temeli olamaz; çünkü Büyük Değişim Dalgaları’nda hayatta kalabilmeleri ve başkalarına hizmet edebilmeleri için gelmekte olana hazırlanmaları gerekir ki sonuçta bunu yapmak için buradalar.

Geleceğe dair her türlü fikri kafanızda canlandırabilirsiniz – umutlarınız, korkularınız, hayalleriniz, endişeleriniz. Kendiniz için mutlu ya da korkutucu bir tablo çizebilirsiniz. Ancak hayat hareket halindedir. Sizin varsayımlarınız tarafından yönetilmez ve hatta etkilenmez.

İnsanların tutumları elbette önemlidir. Destekleyici bir tutuma sahip olmak önemlidir, ancak bu tutum etrafınızda neler olup bittiğine, hayatınızın nereye gittiğine ve gelecekte hayatın sizden ne talep edeceğine dair gerçek bir anlayış üzerine kurulmalıdır. Olumlu ve yapıcı tutumunuzu gerçekliğin kabulü üzerine inşa edersiniz. Arzu dolu düşüncelerle ya da kendi kişisel öğütlerinizle değiştiremeyeceğiniz bazı şeyler artık harekete geçmiştir.

Tüm yaşamın Yaratıcısı, insanlığı bu yeni çağa hazırlamak için dünyaya Yeni Bir Mesaj göndermiştir; çünkü insanlığa daha önce verilmiş olan tüm Vahiyler onu şimdi gelmekte olana hazırlayamaz. Büyük geleneklerin bilgeliği bir ilham, bir düzeltme, bir vurgu ve daha yüksek bir standart olarak kalmaya devam etmektedir. Ancak, insanlığı dünyaya gelmekte olan Büyük Değişim Dalgalarına ve insanlığın, insanlık ailesi için yeni bir gerçekliği ve yeni bir meydan okumayı temsil eden dünyanın ötesinden gelen zeki yaşamla karşılaşmasına hazırlamak için şimdi Tanrı’dan Yeni Bir Mesaj gelmelidir.

Bu şeylerle yüzleşebilir ve bunları Tanrı’nın Yeni Mesajı’nın vahiyleri, kendi deneyimleriniz ve dünyanın şu anda size verdiği işaretler aracılığıyla öğrenebilirsiniz – sizi bilgilendirmek, hazırlamak, uyarmak ve sizi kendinizle meşguliyetinizden, umutlarınıza ve hayallerinize olan bağlılığınızdan sarsmak için her gün gelen işaretler.

Bu ifşaatlar şok edici olacak. Sizin için duygusal olarak zor olabilirler, çünkü birçok şeyi yeniden gözden geçirmenizi gerektireceklerdir. Muazzam bir korku ve endişe uyandırabilirler çünkü hazırlıklı olmadığınızı ve duygusal olarak bile bunlarla yüzleşecek kadar güçlü olmadığınızı göreceksiniz. Ancak ilk tepkileriniz ne olursa olsun, görmek, bilmek ve hazırlıklı olmak, etrafınızdaki dünya değişirken cehalet veya inkâr içinde kalmaktan çok daha iyidir.

Tanrı’nın Yeni Vahyi, Büyük Değişim Dalgaları ve insanlığın daha büyük bir akıllı yaşam Topluluğu ile karşılaşması için bir uyarı, bir kutsama ve bir hazırlık sağlamaktadır. Bu iki büyük olgu, insanlığın geleceğini ve kaderini, bugün dünyadaki her insanın yaşamını ve çocuklarının geleceğini her şeyden daha fazla etkileyecektir.

İnsanlar elbette başka şeylerle, o anda önemli ve ciddi görünen başka sorunlarla meşguldür. Ancak bu şeyler, Büyük Değişim Dalgalarının gücü ve insanlığın zeki yaşamdan oluşan Daha Büyük bir Toplulukla karşılaşmasıyla kıyaslandığında küçük ve çoğu zaman önemsizdir.

Artık dünyayı kurtaracak olan şey, her yerde insanların kendilerini hayatın onlara istediklerini vereceğine ve kaderleri üzerinde kontrol sahibi olduklarına inandırmak için hala sürdürdükleri bu meşguliyetler, bu fanteziler, bu öğütler olmayacaktır. Kaderiniz üzerindeki kontrolünüz içinizdeki daha büyük bir güçten, Tanrı’nın oraya yerleştirdiği bir güçten gelmelidir.

Dindar olun ya da olmayın, hangi ulusta yaşarsanız yaşayın ya da kendinizi hangi dine adarsanız adayın, bu daha derin İlmin gücü ve varlığı içinizde yaşamaktadır. Bu herkes için geçerlidir, çünkü Tanrı ayrımcılık yapmaz. Tanrı dindarlardan hoşnut ve dindar olmayanlara kızgın değildir. Tanrı her insanın içine kurtarıcı rahmetini yerleştirmiştir.

Dinin gerçek amacı insanları bu kurtarıcı rahmete ulaştırmaktır. Tüm biçimleriyle din bunu yapmaya yöneliktir. Din başka tezahürlere bürünmüş, başka amaçlar edinmiş ve birçok durumda siyasi güçler tarafından benimsenmiş olsa da, temel amacı budur: sizi İlme götürmek, sizi tüm yaşamın Yaratıcısının içinize ve her insanın içine bir potansiyel olarak yerleştirdiği bu daha derin yol gösterici zekaya götürmek.

Dünyanın bugünkü kötü durumda olması, insanların İlimden haberdar olmadıklarının ve İlmi takip etmediklerinin kanıtıdır. Onlar hırslarını takip ediyorlar. Sosyal koşullanmalarını takip ediyorlar. Şikayetlerini takip ediyorlar. İdeallerini, zihnin her şeyini – kişisel, dünyevi zihni – takip ediyorlar. Ama şimdi içinizde daha derin bir akıl var ve Tanrı’nın Yeni Mesajına yanıt verecek olan bu daha büyük akıldır. Önünüzdeki zorlu sularda yolunuzu bulmanızı sağlayacak olan bu daha büyük zekâdır.

İnsanlığı neyin kurtaracağını sadece Tanrı bilir. Birçok planınız ve teoriniz olabilir. Fikirleriniz ve inançlarınız konusunda ısrarcı olabilirsiniz. Hatta fikirlerinizin Tanrı tarafından onaylandığını veya Tanrı tarafından yönlendirildiğini iddia edebilirsiniz, ancak insanlığı neyin kurtaracağını yalnızca Tanrı bilir.

İnsanlık şimdi kurtarılmalıdır – Cennet için değil, bu dünyadaki geleceği için – böylece dünya insanlık için yaşanabilir bir ortam olarak kalabilir ve böylece dünyanın ötesinden gelen rekabetle ve evrendeki diğer uluslar tarafından dünyaya sahip olmak, kendilerine fayda sağlamak isteyen insanlık üzerine yerleştirilecek pek çok etkiyle başa çıkmayı öğrenebilirsiniz.

Dünyanın her geçen gün size gösterdiği ve Tanrı’nın Yeni Mesajı’nın doğrudan hitap ettiği Büyük Değişim Dalgalarını öğrenmeye başladığınızda ve dünyanın, insanlığın ve dünyanın kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek isteyen dünyanın ötesinden gelen ırkların müdahalesine maruz kaldığı gerçeğiyle yüzleşmeye başladığınızda – eğer bunlarla yüzleşebilirseniz, ki bu büyük bir meydan okuma olacaktır, o zaman bir cevabınız olmadığını fark edeceksiniz. Belki de bu durum kendinizi çaresiz ve umutsuz hissetmenize yol açacaktır. Ancak bir cevabınız olmadığını ve hayal edebileceğiniz ya da etkili olacağına inandığınız cevapların bu büyüklükteki zorluklarla başa çıkmak için yetersiz kalacağını fark edeceksiniz. Buradaki iyi fikirler, gelecek zorluklarla ve halihazırda burada olan zorluklarla başa çıkmak için yeterince güçlü olmayacaktır.

Şimdi insanlığı kurtaracak olan şey farkındalık, cesaret ve gereklilik olacaktır. Büyük değişim dalgalarının üzerinize geldiğini, insanlığın dünyanın yaşamı sürdüren kaynaklarının çoğunu yok ettiğini ve çöküşte olan bir dünyada yaşadığınızı – azalan kaynaklar, çevresel bozulma, değişen iklim ve ulusların birbirleriyle savaşmak için giderek artan cazibesi – kabul edin.

Dünyanızın dost güçler tarafından değil, kendilerini avantajlı bir şekilde konumlandırmak, insan liderliğini etkilemek ve insan kamuoyunu pasifize etmek isteyenler tarafından ziyaret edildiği gerçeğiyle yüzleştiğinizde – eğer bu şeylerle yüzleşebilirseniz, bir cevabınız olmadığını fark edeceksiniz. Gördüğünüz gibi bu çok önemlidir, çünkü burada sizin ötenizdeki Tanrı’ya ve Tanrı’nın içinize yerleştirdiği zekâya dönmelisiniz. İşte burada aklınızın makul yanıtları tükenecektir. Burada fikirlerinizin sınırlarını göreceksiniz. Burada sosyal ve dini koşullanmalarınızın size yüklediği sınırlamalarla yüzleşeceksiniz.

Bu farkındalıkla birlikte cesaret de gelmelidir. Büyük değişim dalgaları karşısında ya da çevrenizdeki evrenin rekabeti ve müdahalesi karşısında zayıf ve bocalayan biri olamazsınız. Sadece mutluluğunuzla ve kendiniz için istediğiniz şeyleri elde etmekle ilgilenerek kararsız olamazsınız. Muazzam bir değişimin ve meydan okumanın eşiğinde duruyorsunuz. Hazırlıklı olmak istiyorsanız başka şeylerin hayalini kuramazsınız.

Tanrı size rehberlik etmesi, sizi koruması ve sizi yaşamda daha büyük başarılara ulaştırması için İlim gücünü zaten vermiştir. Ancak buna kulak asmazsanız ya da böyle bir gücün ve varlığın içinizde yaşadığına inanmazsanız, o zaman kurtulmanız için Tanrı’ya dua edebilirsiniz, esenliğe kavuşmanız için Tanrı’ya dua edebilirsiniz, çevrenizdeki zor koşullara müdahale etmesi için Tanrı’ya dua edebilirsiniz, ancak Tanrı cevabı zaten vermiştir, görüyorsunuz ya.

Evrenin Efendisi sizin sosyal refahınızla meşgul olmayacak, çünkü neyi yapıp neyi yapmamanız, neyi bırakmanız ve neye odaklanmanız gerektiğinin yanıtı içinize yerleştirildi.

Bu elbette cesaret gerektirir – çok temel nitelikte bir cesaret, özellikle de ihtiyaçlarının karşılanmasına alışmış, dünyanın arzularını ve hırslarını tatmin etmek için var olduğuna inanan, zenginliklerinin ve ayrıcalıklarının Tanrı’dan gelen bir hak olduğunu düşünen, yaşamın temel gereksinimlerini karşılamak için bile mücadele eden diğerlerinden daha iyi olduklarını düşünen dünyanın varlıklı insanları arasında büyük ölçüde eksik olan bir cesaret.

Tanınma olmalıdır. Bu olmadan, hiçbir umudunuz yoktur. Hayatınız ezilecek, tahmin etmediğiniz güçler tarafından ele geçirilecektir. Ayrıcalıklarınız anlamadığınız güçler tarafından kaybedilecektir. Ve siz de diğerleri gibi öfkeleneceksiniz – hükümetleri suçlayacaksınız, diğer ulusları suçlayacaksınız, içinde bulunduğunuz durum için yaşamın kendisini suçlayacaksınız, oysa aslında yol boyunca işaretleri ve ipuçlarını kaçırdınız. İçinizdeki İlmin çağrılarına yanıt vermediniz. Kaygınızın sadece psikolojik bir sorun olduğunu düşündünüz. Geleceğe dair endişelerinizin yersiz olduğunu düşündünüz, oysa aslında İlim başından beri sizinle konuşmaya çalışıyordu.

Şimdi yanıt verme, farkında olma, düşmanlık ve tercih olmadan bakma, ufukta neler görebileceğinizi görme çağrısı içinizde. Geleceğinizi ne istediğinize göre planlamak yerine, ne gördüğünüze, ne hissettiğinize ve ne bildiğinize göre planlamalısınız.

Eğer bu görme, hissetme ve bilme gerçek ise, içinizdeki İlme sadıksa ve sadece sizin tarafınızdan yapılan bir tür pazarlık değilse, o zaman güçlü bir temel inşa edebileceksiniz. Yaşamınızı, bu değişimin gerekliliği üzerinize gelmeden önce değiştirmeye başlayacaksınız. Yaşamınızın gidişatını değiştirmeye ve zorunluluk sizi ele geçirmeden önce bağlılığınızı İlme kaydırmaya başlayacaksınız.

Bunu yapacak cesareti bulmak ve inşa etmek zorundasınız. Başka hiç kimse bunu sizin için yapamaz. Devletin sizinle ilgileneceğini varsayamazsınız. Şehir yönetiminizin sizinle ilgilenebileceğini veya hastanenizin her koşulda sizinle ilgilenebileceğini varsayamazsınız. Kendi içinizdeki, ilişkilerinizdeki ve başkalarının içindeki İlmin gücüne güvenmelisiniz.

Bu zayıf bir güvence değildir. Bu pasif bir rol değildir. Çok gözlemci, çok objektif ve ufukta beliren her ne ise onunla yüzleşmeye istekli olmanız gerekecek. Aksi takdirde paniğe kapılırsınız ve yaşamınız trajik sonuçlarla alt üst olur. Bunun için Tanrı’yı suçlayabilirsiniz ama Tanrı sizi başından beri deneyimleriniz, rüyalarınız, hisleriniz ve daha derin duygularınız aracılığıyla uyarmaktadır. Tanrı sizi başından beri uyarıyor ve dünya da size başından beri işaretlerini veriyor.

Şu anda dünyada aramanız gereken işaretler nelerdir? Gıdanın fiyatına, bulunabilirliğine ve suyun mevcudiyetine bakmalısınız. Ulusların birbirlerine nasıl davrandıklarına bakmalısınız. Ulusunuzun mali durumuna bakmalısınız. Kendinizi Büyük Değişim Dalgaları için hazırlamalısınız. Dünyanın iklim koşullarını izlemelisiniz.

Dünya size bu işaretleri veriyor. Şimdi onları dikkatle izlemelisiniz. Ne kadar zamanınız olduğu ve yaşamınızda gerekli olacak değişiklikleri ne kadar çabuk yapmaya başlamanız gerektiği konusunda sizi bilgilendirmeye yardımcı olacaklar. Bunlar sizi bilgilendiriyor. Eğer dikkatinizi vermezseniz, hayat sizin için ne yapabilir? Eğer bu gerçekle tartışıyorsanız, onu inkar ediyorsanız, yanlış olduğunu ya da sadece hükümetlerin suçlu olduğunu düşünüyorsanız, o zaman hayatınızın sorumluluğunu almıyorsunuz demektir.

Zor zamanlar için sert bir sevgiye ihtiyacınız olacak. Tanrı sizi uyararak, kutsayarak ve hazırlayarak size gerçek sevgiyi veriyor. Eğer sevginin başka bir şeyle ilgili olduğunu düşünüyorsanız, o zaman sevginin doğası, amacı ve gerçekliği konusunda kafanız karışmış demektir ve Tanrı’nın sevgisinin gerçekte ne olduğunu anlamıyorsunuz demektir.

Hayatınız tehlikedeyken Tanrı neden size hoş sözler söylesin? Bu sevgi olabilir mi? Dünyanızın kendisi tehlikedeyken Tanrı neden tüm mutluluk arzularınızı yerine getirmeye çalışsın? Bunu istemek, bunu beklemek ya da bunu talep etmek temel bir kafa karışıklığını temsil eder. Tüm bunların bir perspektif meselesi olduğunu düşünmek, tercihli düşünce tarafından yönetilmeyen kendi içinizdeki İlmin gücünü ve kudretini henüz fark etmediğiniz anlamına gelir. O korku veya arzu tarafından yönlendirilmez. Onu güçlü kılan da budur. Onu güvenilir kılan budur. Onu en büyük içsel kaynağınız yapan da budur.

Üç şeyden bahsettik: tanınma, cesaret ve gereklilik. Tanınma ve cesaret özellikle bireysel düzeyde önemlidir. Ancak insanlığa en büyük şansı verecek olan zorunluluk olacaktır. Çünkü Büyük Değişim Dalgaları ve Büyük Camiadan gelecek olan ve halihazırda burada bulunan meydan okumalar, gerçek insan birliği için iki büyük girişimi temsil etmektedir. Bunlar gerekliliği temsil etmektedir.

İnsanlık hem içeriden hem de dışarıdan tehlike altındadır. İçeriden bakıldığında, düşüşte olan bir dünyayla karşı karşıyadır. Artan nüfusu, yavaş yavaş daralan kaynaklarla ve çevresel bozulmayla mücadele etmek zorunda kalacaktır. Hazırlıksız olanlara çok az merhamet gösteren doğa kanunlarına şimdi dikkat etmek zorunda kalacaktır. Ulusların kalan kaynaklar için rekabet, çekişme ve savaş mı edeceği yoksa bunları korumak, genişletmek ve insanlık ailesinin bir bütün olarak ihtiyaç duyduğu şeylere sahip olmasını sağlamak için birleşip birleşmeyeceği konusunda temel bir kararla yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Artık mesele ulusal güvenlik değil. Bu dünya güvenliği ile ilgili. Eğer diğer uluslar başarısız olursa sizin ulusunuz da bundan etkilenecektir. Komşu ülkelerinizde yaşamlarını sürdüremedikleri için milyonlarca insan sınırlarınızdan akın ederse, bunun sizin üzerinizde büyük bir etkisi olacaktır. İnsanlık kendini besleyemezse, bunu büyük savaş ve sıkıntılar izleyecektir. Bu zorlukların üzerinizde olmadığını düşünmeyin, çünkü dünya size aksini söylüyor ve içinizdeki İlim sizi yanıt vermeye çağırıyor.

Sonunda insanlığı birleştirecek olan, Büyük Değişim Dalgaları ile yüzleşme ve zorluklarını aşmak için işbirliği yapma zorunluluğu olacaktır. İnsanlık, üzerinde anlaşmaya varılmış bir siyasi gündem, ortak bir ideoloji ya da ortak bir din nedeniyle birleşmeyecektir. Kültürler, uluslar ve gruplar arasında doğal bir uzlaşmanın sonucu da olmayacaktır. Çok temel bir gerçek tarafından yaratılacaktır: birleşirseniz başarabilirsiniz, ama bölünürseniz başarısız olursunuz gerçeği.

İnsanlık kendisini ayakta tutacak, kurtaracak ve geçmişten daha iyi bir gelecek sağlayacak yolu seçecekse, bu gerçek artık yöneten ilke haline gelecektir. Çünkü geçmiş, insan çatışması, rekabet ve insan trajedisinin bir kaydı olmuştur. Şu anda, dünyanın geri kalanı düşüşe geçerken birkaç kişinin zenginleşemeyeceği, çünkü bunun sonucunda onların da her şeylerini kaybedeceği bir dizi koşulla karşı karşıyasınız. Pek çok kişi hayatta kalma mücadelesi verirken birkaç kişinin zenginleşmesi söz konusu olamaz; zira Büyük Değişim Dalgaları karşısında tüm uluslar böyle bir düzende başarısızlığa uğrayacaktır.

Uluslar artık işbirliği yapmak zorunda kalacak ya da karşılıklı yıkımla yüzleşecek. Dünya halklarına şu anda var olandan çok daha yüksek bir düzeyde özen gösterilmesi gerekecektir. Zorunluluk bunu yönlendirecektir. İşbirliği şimdi gerekli olacaktır. Ve işbirliği yapmayan gruplar ve güçler, tüm dünyayı tehlikeye attıkları için tecrit edilmek zorunda kalacaklardır.

Zorunluluk da sizi Büyük Camiayla yüzleşmeye itecektir. Çünkü sizinki gibi gelişmekte olan dünyalarda, evrendeki akıllı yaşamla ilk temas, kaynak kaşifleri ve ekonomik kolektiflerle, sizinki gibi zayıf ve bölünmüş bir dünyadan faydalanmak isteyen yağmacı ırklarla olacaktır. Yeni Mesaj, sınırlarınızın ötesindeki yaşamın gerçekliğini ve dostu düşmandan nasıl ayırt edebileceğinizi ve gerçekten müttefikiniz ya da potansiyel müttefikiniz olanların gelecekte size karşı nasıl davranacaklarını ortaya koymaktadır.

Kimse gelip sizi kurtarmayacak ve bunu yapmak için burada olduğunu iddia edenler sizin için en büyük tehlike olacak. Bunu henüz anlamıyorsunuz çünkü Büyük Camiadaki yaşamın gerçekliğini anlamıyorsunuz. Bunun gerçek ve sahici olması ve burada avantaj elde etmek isteyen başka bir ırkın manipülasyonu olmaması için bunun vahyinin size Tanrı tarafından verilmesi gerekir.

Zorunluluk, insan uluslarının kendi savunmaları için birleşmelerini, bugün dünyada bulunan ya da gelecekte buraya gelmek isteyebilecek [yabancı ırklara] karşı kendi angajman kurallarını oluşturmalarını gerektirecektir. Eğer bir ulusun içine sızılırsa, bu tüm dünyayı tehdit edecektir.

Bu artık farklı bir düzeyde düşünmektir. Bir kabilenin, bir grubun ya da bir ulusun üyesi olarak düşünmek değildir. İnsanlık ailesinin bir üyesi olarak düşünmektir. Bu, tüm insanlık ailesinin, şu anda ötelerden gelen müdahale ve ötelerden gelen rekabetle karşı karşıya olan bu dünyanın yerli ırkının refahı ve güvenliğiyle ilgilenmektir.

Bu şekilde düşünmeyi öğrenmeli, bunu yapacak cesareti kazanmalı ve dünyanızı ziyaret edenlerin sizden etkilendikleri ya da sizi ruhen yüceltmeye çalıştıkları ya da sizi görkemli bir geleceğe taşıyacakları için burada olmadıklarını anlamalısınız.

Kendi dünyanızın tarihinde, cahil ırklar bu tür varsayımların ardından, ileri teknolojinin hayata daha yüksek bir ahlaki veya etik yaklaşımı temsil ettiğine inanarak tamamen boyunduruk altına girmişlerdir.

Evrendeki akıllı yaşamın daha büyük bir topluluğuna, hayal bile edemeyeceğiniz ölçekte bir rekabet ortamına giriyorsunuz. Buraya zayıf ve bölünmüş bir ırk olarak giriyorsunuz ve başkaları tarafından değer verilen güzel bir gezegeni yönetiyorsunuz.

Müdahale şu anda gerçekleşiyor çünkü bu paha biçilmez varlığı, bu güzel dünyayı yok ediyorsunuz; çünkü başkalarının kullanabileceği teknolojiyi ürettiniz; ve çünkü müdahale etmek isteyenler sizin bugün olduğunuzdan daha güçlü hale geldiğinizi görmek istemiyorlar. Bu onların fırsatıdır ve bundan yararlanacaklardır – insan çatışması yaratarak, en güçlü ulusları zayıflatarak, ulusları birbirine düşürerek onları zayıflatmak ve şu anda aralarında bulunan varlığa, Büyük Camiadan gelen bir varlığa daha bağımlı hale getirmek.

İçinde bulunduğun durumun farkında değilsin. Kırılganlığınızın farkında değilsiniz. Hala izole yaşayan insanlar gibi düşünüyor, hayatta önemli olan her şeyin yerel çevreniz, geçmişiniz ve mizacınızla ilgili olduğunu varsayıyorsunuz. Akıllı yaşamdan oluşan Büyük bir Camiada yaşadığınızı ve insanlığın vahim bir dizi koşulla karşı karşıya olduğunu görmüyorsunuz.

Bugün dünyada bulunanlar askeri güçleri temsil etmiyorlar. Onlar ticari güçlerdir. Sayıları azdır. İkna gücü dışında büyük bir güce sahip değillerdir. İnsanları birbirlerine karşı, hükümetlerine karşı ve kendi içlerindeki İlim’den uzaklaştırmak için kullandıkları bu güç, ne bu dünyadan ne de başka bir dünyadan hiçbir güç tarafından asla dönüştürülemez.

“Bu benim için çok fazla! Bununla başa çıkabileceğimi sanmıyorum!” diyebilirsiniz. Ama bu sizin dünyanız. Bu sizin hayatınız. Bu sizin geleceğiniz. Bununla başa çıkamam da ne demek? Elbette başa çıkabilirsin. Tanrı tarafından buraya bununla başa çıkmanız, dünyaya katkıda bulunmanız için gönderildiniz. Böylesine büyük koşullar karşısında kendinizi zayıf ve güçsüz hissetmenizin nedeni, çok az değeri olan ya da hiç değeri olmayan başka şeylerle uğraşıyor olmanızdır. Aşklarınız, servet edinmeniz, hobileriniz, eğlenceleriniz, ikilemleriniz, diğer bireylerle olan çatışmalarınız – bunların hepsi yaşamınızı sömürüyor. Gücünüz, kudretiniz, cesaretiniz, becerikliliğiniz, hepsi çok az değerli ya da hiç değeri olmayan şeyler için kayboluyor.

Vaktiniz azaldı. İnsan ahmaklığı için artık çok geç. Bir birey olarak geleceğe hazırlanmalı ve zorunluluklar karşısında insan özgürlüğünü ve birliğini desteklemelisiniz. İnsanlığı kurtaracak ve ona gelecek için daha önce sahip olduğu her şeyden daha büyük bir temel sağlayacak olan şey budur – kısa süreli zenginlik, başarı ve hoşgörü dönemlerinden daha büyük. Artık düşüşte olan bir dünyada hayatta kalmak zorundasınız. Ve Büyük Camia’dan gelecek ayartmalara direnecek kadar güçlü olmanız gerekecek. Müdahaleye direnmek zorundasınız. Hayatınız konusunda daha önce olduğunuzdan çok daha ciddi olmalısınız.

İnsanlığın şu anda karşı karşıya olduğu ve birçoğu çok ciddi olan tüm sorunlar, Büyük Değişim Dalgaları ve dünyanın ötesinden gelen rekabet tarafından gölgede bırakılacaktır. Dünya çoğu insan için yaşanmaz hale gelirse, insanlık ailesi için yeterli gıda olmazsa, temel kaynaklarınız ulusların işleyemeyeceği kadar azalırsa neyi korumayı ya da kazanmayı umabilirsiniz? Ve eğer insanlık Büyük Camiadan gelen yabancı güçlerin kontrolü ve boyunduruğu altına girerse kendiniz için ne kazanmayı ya da elde etmeyi umabilirsiniz? Dünyada önemli olduğunu düşündüğünüz herhangi bir sorunu bu iki büyük gücün ışığında değerlendirdiğinizde vurgunuzun nerede olması gerektiğini göreceksiniz.

Kendinize nasıl bakacaksınız? Yaşlılara nasıl bakacaksınız? Çocuklarla nasıl ilgileneceksiniz? Büyük değişim dalgaları karşısında dezavantajlı olanlarla nasıl ilgileneceksiniz? Nasıl dünya için olumlu bir kaynak, başkalarını etkileyebilen, vizyon ve netlik sahibi, güçlü biri haline gelebilirsiniz? İnsanlığın Büyük Camia içinde kendi savunması için birleşmesi gerektiğini, aksi takdirde başka güçler tarafından sızılacağını, boyun eğdirileceğini, ikna edileceğini ve ele geçirileceğini nasıl fark edebileceksiniz?

Doğada olan budur. Bu hayatın bir parçasıdır. Bu, dünyada insanlar arasında yüzyıllardır devam etmektedir. Büyük Camiada var olan ve hakkında bilgi edinebileceğiniz farklı koşullar ve farklı kısıtlamalar olsa da bu durum tüm evrenin her yerinde devam etmektedir.

Gerçek budur. İnsanlık için en büyük trajedi, yalnızca çok yoksulların gerçekle yüzleşiyor olmasıdır, çünkü başka seçenekleri yoktur. Zenginler kendilerini -kaynaklarını, eğitimlerini, zamanlarını, önemlerini- en aptalca ve saçma tutkular ve çıkarlar uğruna heba ediyorlar. Artık bunun için çok geç.

Bu nedenle dünyada Tanrı’dan gelen Yeni bir Mesaj vardır çünkü bu Yeni Mesaj olmadan insanlık başarısız olacaktır. Başarısızlığı adım adım gelecek ama gelecek. Ve dünyaya müdahale insan farkındalığı ve insan direnci olmadan gerçekleşecektir.

Bunu inkâr etmeyin, çünkü inkâr ederseniz Yaratıcı’dan gelen büyük Mesajı kaçırmış olursunuz. Uyarıyı görmezseniz, kutsamaya değer vermezsiniz ve hazırlık ihtiyacını görmezsiniz. Çünkü Tanrı’nın tüm dünya halklarına yönelik olan Yeni Mesajı bu uyarıyı, bu kutsamayı ve bu hazırlığı sağlamak içindir. Herkes yanıt veremeyecek ama farklı uluslardan, farklı dinlerden pek çok kişi yanıt vermek zorunda kalacak.

Artık her şey dengede. Dünyanın kaderi önümüzdeki birkaç on yıl içinde belirlenecek. Bu inanılmaz derecede kısa bir süre. Hayat devam ediyor. Olaylar gerçekleşiyor. İnsanlığın dünyayı bozmasının ve aptalca kullanmasının sonuçları şimdi kendi kendine ilerliyor. Teknoloji tek başına bir cevap olmayacaktır. İnsanların farkındalığı, cesareti ve birliği olmalıdır. Teknoloji yalnızca size yardımcı olacak bir araç olacaktır, ancak bu tanıma, bu cesaret ve bu birlik olmadan, teknoloji yalnızca sonunuzu hızlandıracaktır.

Tüm yaşamın Yaratıcısı bu dünyayı seviyor, insanlığı seviyor ve insanlığa İlim gücünü verdi, insanlığa geçmişin büyük Vahiylerini verdi ve şimdi insanlığa bu zaman ve gelecek zamanlar için Yeni bir Vahiy verdi. Bir Vahiy zamanında yaşıyorsunuz, çünkü insanlığın daha önce hiç yüzleşmek zorunda kalmadığı bir dizi koşulla karşı karşıya, eşi benzeri görülmemiş bir ihtiyaç zamanında yaşıyorsunuz. Dünyada daha önce de yoksunluklarla karşılaştınız, ancak hiçbir zaman çöküşte olan bir dünyayla karşılaşmadınız.

Zenginliğinizin ve ayrıcalıklarınızın sizi bundan koruyacağını düşünmeyin, çünkü savunmasız olacaksınız. Herkes savunmasız olacak. İşte bu nedenle Yeni Mesaj insani tanıma, cesaret ve birlik çağrısında bulunmaktadır. Bu şu anda iyi bir fikir değil. Bu sadece bir seçenek değildir, çünkü seçenekler çok azdır. Zamanınıza güç ve kudret veren şey budur. Hayatınıza aciliyet, yaşamınıza amaç ve anlam kazandıran şey budur.

İçinizdeki İlim, belirli koşullarda belirli insanlarla birlikte dünyaya katkıda bulunmanız için size rehberlik edecektir. Dünyanın durumu size bu İlmi takip etmeniz gerektiğine dair ciddiyeti ve inancı verecektir. Çünkü Tanrı sizinle bu şekilde konuşacaktır ve bu, dinlemeyi öğrenmeniz gereken zamandır.