Kutsal

İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:

The Sacred
İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

Tanrı’nın Elçisine vahiy edildiği üzere
Marshall Vian Summers
29 Nisan 2008
Esfahan, İran

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.



Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

Şimdi Kutsal’dan bahsetmenin zamanı- gerçekten neyin kutsal olduğundan, neye saygı duyulması gerektiğinden, neyin tanınması gerektiğinden bahsetmenin zamanı- ve kutsal kabul edilen ve birçok insan tarafından kutsal bağ kurulan şeylerden nasıl farklı olduğunu görmenin zamanı gelmiştir.

Kutsal olana dokunulamaz. İsimlendirilemez. Elle tutulamaz. O bir mekân değil. Bir bina değil. Bir nesne değil. Çünkü kutsal olan kalıcıdır.

Başlangıçta Kutsal vardı. Sonunda Kutsal vardı. Ortasında, arasında, Kutsal vardı. O geçmiş. Şimdi. Gelecek. Bu bir deneyim anıdır. Bu bir vahiy.

O zihninizin koridorlarında geriye doğru uzanan bir anıdır, o kadar geriye ki bu yaşamın ötesine, bu koşulların ötesine uzanır. Her zaman olmuş, ama unutulmuş bir şeyi hatırlamak gibidir.

İnsanlar bu deneyime sahip olduklarında, hayatlarında kalıcı bir şey olduğunu bilirler. Bu bir şeyin kalıcı olduğu inancı değildir. Korku ve endişeye dayanan bir inanç değildir. Dünyadaki ölüm ve sınırlı yaşam bilincine eşlik eden kaygıyı dengelemek için bir konaklama yeri değildir. Kutsal, asla yanıp tükenmeyen bir alev gibidir.

İnsanlar kutsal bir deneyim yaşadıklarında ya da geçmişte, tarihte biri kutsal bir deneyim yaşadığında, insanlar olayların gerçekleştiği yerde, fedakarlıkların yapıldığı yerde kutsal atfedilecek belirli yerler tutarlar. Bu yerler kutsal olarak belirlenir ve güzel anıtlar yaratılır- bazıları o kadar güzeldir ki, insanlar onları ziyaret etmek, saygı göstermek, onları deneyimlemek için her yerden gelirler.

Ama onlar kutsal değiller. Gerçekten kutsal olanı bilseydiniz, bunu anlardınız. Eğer kutsal olanı deneyimleseydiniz, bunu anlardınız. Burada hiçbir sorun olmazdı. Tartışmazdınız.

Bazı geleneklerde, Dünya’nın kendisi kutsal kabul edilir- sadece belirli bir yer değil, tüm Dünya. Ama Dünya kutsal değil. O sadece Dünya.

Bu bina- ne kadar güzel olsa da, tarihsel, süslü veya olağanüstü olsa da- sadece bir yapıdır. Bu heykel ya da bu nesne, sadece bir heykel ya da bir nesne. Kutsal yapmak, ısrar etmek ya da kutsal olduğuna inanmak, asıl noktayı kaçırmaktır. Çünkü bu sizin veya kültürünüz için kutsal olabilir, ama başkaları için kutsal değildir. Onlara göre ilginç veya güzeldir. Ancak bu sadece bir nesnedir. Onlar için kutsal değildir.

Fakat Tanrı’nın Varlığı ya da İlim’in kendi içlerindeki hareketi konusunda deneyime sahip olan herkes bunun kutsal olduğunu bilecektir. Başka herhangi bir şeyden o kadar farklı ki- herhangi bir fikirden, herhangi bir inançtan, herhangi bir yerden, herhangi bir gelenek veya ritüelden- onu deneyimleyen herkes için o kutsal olacaktır ya da en azından dikkat çekici ve şaşırtıcı olacaktır.

Kutsal’ı bilmek, çok fazla kafa karışıklığı, çok fazla düşmanlık ve nesnelere çok fazla bağlılıktan kurtulmaktır. Çünkü Tanrı bu şeylere bağlı değildir. Ve Tanrı’ nın sizin içinizde yerleştirdiği daha büyük İlim- daha derin Zihin, İlim Zihni- bu şeylere de bağlı değildir.

Fakat zihin- dünyanın zihni, düşünmenizi sağlayan zihin- nesneleri kutsal kılar. Onun kendi tanrıları vardır. Büyük Varlıktan habersiz, içinizde yanan İlim Ateşinden habersiz, kendi kutsal olaylarını, kutsal yerlerini, kutsal insanları, kutsal nesneleri vb. yaratır.

Kutsal bir şeyin gerçekleştiği bir yeri onurlandırmak veya hayatında kutsal olanı en gerçek şekilde gösteren bir kişiyi onurlandırmak iyidir. Ama bu yerleri kutsal olarak adlandırmayın, çünkü bu bir kafa karışıklığıdır. Bu yerlerden geçin, kişiyi veya olayı onurlandırın veya hatırlayın, ancak kutsal olanı kutsal olan için saklayın.

Çünkü kutsal olan bir nesne değildir. Bu bir kitap değildir. Burası bir yer değildir. Bu bir olay bile değildir. Bunların hepsi zamanın içinde var olan ve Kutsal olanın içinde hareket ettiği şeylerdir.

Neyin kutsal olduğunu bilirseniz, onu her yerde deneyimleyebilirsiniz. Her yerde yanınızda olacaktır. Sizinle her yerde konuşabilir. Sizi, hayatınızın daha derin hareketini her yere taşıyabilir.

Tutkular gelip geçebilir. Büyük romantizm gelip geçebilir. Yaşam deneyimleri gelip geçebilir. Harika bir güzellik ya da büyük bir trajedi, yaratılış ve yıkım, dramatik olaylar ve sıradan olaylar yaşayabilirsiniz; ama kutsal olan orada kalır.

O dingin ve hareketli. O kadar dingin ki, onu deneyimlemek için dingin olmalısınız. Yine de hareket ediyor- çünkü buraya bir şeyler yapmak, bir şeyler vermek, bir şeyleri tanımak ve belirli insanlarla daha büyük bir amaç için birleşmek için gönderildiniz. Bu da, bu hareket de kutsaldır.

Tanrı uzak bir yıldız gibi değildir. Tanrı hayatınızda hareket ediyor- dünyada hareket ediyor, insanlar, yerler ve olaylar arasında hareket ediyor çünkü herkes buraya bir şeyler vermek, bir şeyler yapmak için gönderildi. Ve insanların bunu deneyimlememiş olmaları- ya da bunu fark etmemeleri ya da yerine getirmemeleri- herkesin acı çekmesinin köküdür.

Yine de birçok insan hayatta kutsal bir şey olduğunu bilir, bu yüzden bunu bir şekilde ifade etmeye çalışırlar- kutsal inek, kutsal tapınak, kutsal kitap, kutsal tarih, kutsal nesne, kutsal Güneş, kutsal Dünya- hatta gökler, evren, Büyük Topluluk.

Oysa Kutsal olan tüm bu şeylerin arasından geçer, rüzgâr gibi hareket eder. Yakalayamazsınız. Onu tutamazsın. Başka birine gösteremez ve “İşte bu o. Buna inan.” diyemezsiniz.

Kutsal nesneler kaybolur. Büyük tapınaklar yok edilir veya yıkılır. Uzak gelecekte kutsal Dünya bile artık burada olmayacak ve onun üzerinde kutsal kabul edilen hiçbir şey artık burada olmayacak.

Ama Kutsal kalır. O Gizemdedir. Gizem’ e girme, dingin olma cesaretine ve güvenine sahip olmalısın.

İnsanlar korktukları için dingin olamazlar; ne hissedebileceklerinden, neyi bilebileceklerinden, neyi görebileceklerinden korkarlar. Çünkü bunlar zaten onların içinde, keşfedilmeyi bekliyor. İnsanlar kendilerinden korkarlar. Hayattan korkarlar. Değişimden korkarlar. Tanrı’dan korkarlar. Yine de bunların hepsi içlerinde var olmakta ve keşfedilmeyi beklemektedir.

Gizemi deneyimleyenler için, Kutsal’ ı deneyimleyenler için, o dokunabileceğiniz her şeyden, düşünebileceğiniz her şeyden, görebileceğiniz veya duyabileceğiniz veya ellerinizde tutabileceğiniz her şeyden daha gerçektir. Daha az gerçek, daha az önemli hale gelirler.

Artık rüzgâr gibi, Varlık gibi, Kutsal gibi yaşamdan geçmekte özgürsünüz. Evet, hala bir insansınız ve yükümlülükleriniz ve zorluklarınız var. Acılarınız var ve bir şeyler için acı çekiyorsunuz. Hayal kırıklıkları var. Hüsran var. Ancak, yaşamın acısını, yaşamın uyumsuzluğunu ve yaşamın karışıklığını dengeleyen Kutsal bir şey var.

O Kutsal’ı yenilemek ve Tanrı’nın dünyaya gönderdiği Yeni Mesajlarla insanların Kutsallığa dair farkındalığını geri kazanmak içindir. O sadece insanlık tarihini etkilemek için değildir. Sadece insanlığa yeni bir farkındalık vermek ya da insanlık tarihinin gidişatını değiştirebilecek daha büyük olayları harekete geçirmek için değildir. Tanrı’ nın Yeni Mesajları bunları yapmak için tasarlandı, ancak temelde Kutsal’ ı yenilemek için buradalar. Onlar, insanların kafa karışıklığını ve Kutsallıktan kopukluğunu dengelemek için buradalar.

Çünkü Kutsal olan kirlenir, putlar ve ritüeller, inançlar ve zulme dönüşür. Kutsal şimdi insanlar üzerinde bir kontrol mekanizması, bir boyunduruk ve insanlık için bir koşum takımı, bir talep, esnek olmayan ve insanlık dışı bir dizi kural haline getirildi.

Kutsal kaybedildi. İnsanlar eziliyor ve fakirleşiyor. Kutsal olduğunu düşündükleri şey üzerinde birbirleriyle savaşıyorlar. Tanrı’ nın Elçilerinin onurlandırılması gerektiği için birbirleriyle savaşıyorlar. Dinlerinin tarihi boyunca birbirleriyle savaşıyorlar. Dünyanın kaynakları üzerinde birbirleriyle kavga ediyorlar. Fikirleri üzerinde çarpışıyorlar ve insanlığın acıları ve sancıları devam ediyor ve derinleşiyor. Ve Kutsal, insanlara ilham, gizem, Tanrı’ nın ve elçilerinin görünmez hareketi oluşunu kaybediyor.

Bu yüzden, büyük aralıklarla dünyaya Tanrı’dan Yeni Bir Mesaj gönderilmelidir. Burada son peygamber yoktur, çünkü insanlığın ihtiyaçları ve her insanın içindeki ruhun ihtiyaçları Kutsal’ı çağırır.

Bu olmadan, zeki hayvanlarsınız, o kadar zekisiniz ki geleceğinizin ve ölümlülüğünüzün farkındasınız, o kadar zekisiniz ki doğada her şeyden çok daha fazla acı çekiyorsunuz. Ama Kutsal sizinle yaşıyor. Onsuz hayat çoraktır, bir çöldür- tatmin olmadan, kalıcılık duygusu olmadan, barış olmadan, çözüm olmadan. Dünya ve evren soğuk ve affetmez. Kutsal olmadan, bir parçanız sonsuza dek tatmin olmaz, daha derin bir parçanız, keşfedilmeyi bekleyen parçanız.

Hiçbir şeye Kutsal demeyin. Hiçbir yere. Hiç kimse. Hiçbir kitaba. Hiçbir Tapınağa. Hiçbir Kiliseye. Hiçbir Camiye. Onlara hürmetle, saygıyla yaklaşın, fakat kutsal saymayın. Çünkü Kutsal olan çok daha büyüktür. Dünyadayken sizi dünyanın ötesine götürmek içindir, böylece dünyada olabilirsiniz, ancak dünyanın değil.

Size Tanrı’ya bağlantıyı ve gücü sağlayan şey budur. Tabii ki, gizemli çünkü o dünyadan önce var oldu. Dünyadan sonra var olacak. Bu yüzden onu göremez ve duyamaz ve ellerinizde tutamazsınız.

Bunu deneyimlemek için dingin olmayı öğrenmelisiniz. Ve Tanrı’ nın içinize yerleştirdiği daha derin Zihin olan, Tanrı’ nın Hareketinin deneyimlenebileceği, Tanrı’ nın Bilgeliğinin deneyimlenebileceği, Tanrı’ nın yaşamınızdaki İradesinin ve Varlığının deneyimlenebileceği İlime doğru adımlar atmalısınız.

Bu deneyimi yaşamak için dindar olmak zorunda değilsiniz. Bu deneyimi yaşamak için bir dine inanmanız gerekmez. Din, Kutsal için bir yol olarak anlaşılırsa, burada yardımcı olabilir. Fakat eğer din sadece bir kolaylıksa, yalnızca itaatkâr olmanız gerektiğini düşündüğünüz bir şeyse, sadece bir sosyal düzen veya politik bir gereklilikse, sizin için gerçek değerini kaybetmiştir.

Ancak dindar olmayan, dini inancı olmayan, reçeteyi veya tanımlanmış bir yolu takip etmeyenler için de Kutsal onlara açıktır. Eğer bunu deneyimleyebilir ve yaşamlarında bunun hareketini hissedebilirlerse, onları şikayetlerinden, düşmanlıklarından, acılarından, endişelerinden, yaşam korkularından, kendilerinden korkmalarından, başkalarından korkmalarından ve Tanrıdan korkmalarından kurtaracaktır.

Tanrı size bundan daha büyük başka ne verebilir ki- bu büyük rahatlama, bu büyük onaylama, dünyaya çok özel ve çok basit bir şey vermek için gönderildiğinize dair bu büyük onay?

Bunu takip etmek kutsal olanla birlikte hareket etmektir. Hayatını değiştirdiğini hissetmek. Dindar olsanız da olmasanız da kutsal bir deneyim yaşıyorsunuz.

Zenginlerin Kutsal’ ı deneyimlemesi daha zordur, çünkü onlar başka pek çok şeyi kutsal saymıştır. Yoksulların Kutsal’ı tecrübe etmesi zor, çünkü açlar. Muhtaçlar. Kendilerini sürdürmek için ihtiyaç duydukları şeye sahip değiller ve bu yüzden büyü ve mucizelere inanıyorlar, çünkü hayatta kalmak için bir mucizeye ihtiyaçları var. Onlara yardım etmek için göremedikleri bir şeye ihtiyaçları var. [Bu] onların Kutsal’ ı deneyimlemeleri daha kolaydır.

Fakat burada, yine, günün ihtiyaçlarının ötesinde, zenginlik ve ihtişamın ötesinde, açlığın acısının ötesinde, kutsal kalıcı olandır.

İnsanlık bunu fark edebilseydi, bu savaşa bir son verirdi. İş birliği yapma ve birleşme yeteneğini getirirdi. Daha özgün ve ortak değerler kümesi yaratırdı. Bu dinin savaş için bir bahane, bir devlet aracı olarak, insanlığı bölen ve onu kendisiyle çatışmaya sokan bir şey olarak kullanılmayacağı anlamına gelirdi. Hangi kitabın kutsal olduğu, hangi peygamberin kutsal olduğu, hangi elçinin diğer elçiden daha büyük olduğu hakkında bir tartışma olmazdı. Ya kutsal olanı deneyimlerdiniz ya da deneyimlemezdiniz.

Tanrı sizi Kutsal yoluyla besler. Eğer beslenmezseniz, açsınız. Ruhunuz açlıktan ölüyor. Görkem içinde yaşıyor olsanız bile, her şeye ve seyahat özgürlüğüne sahip olsanız bile, ruhunuz sonsuza kadar açtır ve bu yüzden bu kadar tatminsizsiniz.

Tanrı sizi farklı bir düzeyde, ruh düzeyinde besler, çünkü burada hayatınız gerçek ve anlamlı hale gelir, amacı vardır, bir yönü vardır, çünkü kutsal olanla hareket ediyorsunuz ve kutsal olanı başka herhangi bir şeye atfetmediniz.

Mal mülk ya yararlıdır ya da değildir. Ya yardımı olur ya da olmaz. Hizmet ettikleri kadar değer taşırlar. Belki de bu dünyada amacınızı gerçekleştirmek için çok ihtiyacınız vardır. Belki çok az ya da hiçbir şeye ihtiyacınız yoktur. Buradaki şeylerin değeri, kendilerini kutsallaştırmadan, kutsala hizmet ederek şimdi daha büyük bir amaçla ilişkilendirilmektedir.

Vücudunuza bile- ona bile kutsal demeyin. Ama Kutsal olana hizmet edebilir. Bunun nasıl yapılabileceğini sadece Tanrı gerçekten biliyor. Bunu bilmeniz için, Tanrı’ nın içinize yerleştirdiği, Kutsal hareketinin deneyimlendiği ve ifade edilebileceği daha derin Zekayı takip etmelisiniz.

Her gerçek sanatçı bunu bilir. Gerçekten yaratıcı olan herkes bunu bilir. Daha gizemli bir şeyin aracı olduklarını bilirler. Sadece olağanüstü veya benzersiz görevler yapmakla kalmazlar. Onları hareket ettiren, yaratılışlarının veya sanatlarının ya da müziklerinin kaynağı olan bir şey vardır- ilhamları.

En büyük hediye, eylemlerinizi kutsal saymadan, yerlerinizi kutsal saymadan, kitaplarınızı kutsal saymadan Kutsal’ a hizmet olarak yaptığınız şeyleri paylaşmaktır. Çünkü kutsal olan kalıcıdır. Onu kutsal yapan da budur.

İçinizde yanan İlim Ateşi, dünyaya gerçek bir katkıda bulunma taahhüdünü, cesaretini ve inancını üretir. Bu Kutsal Ateş gibidir. Onu çıkaramazsın. Sadece gözden kaybedebilirsin. Onu oraya Tanrı koydu.

Aksi takdirde, dünyada kaybolursunuz, süpürülürsünüz, her şey tarafından- tutkularınız, zorluklarınız, hayatta kalma sorunlarınız, başkalarının talepleri, insanlığın ve medeniyetin büyük ve trajik hareketleriyle- süpürülürsünüz. Dünyada kaybolursun.

Bu yüzden Tanrı İlimi ve İlim Ateşini içinize koymuştur. Yani kaybolmuş olsanız bile, hala bağlısınız. Kafanız karışsa bile, hayatınız kötüleşse bile, hala Kutsal ile bağlantı halindesiniz.

Burada tapınağınızı, kilisenizi, caminizi, kutsal yerinizi, doğanın güzelliğini, anılarınızı Kutsala hizmet etmek için kullanıyorsunuz. Şimdi onların anlamı ve değeri var. Kutsal değiller, ama Kutsala hizmet ediyorlar. Bu onların değeri. Onlardan rüzgâr gibi geçiyorsunuz. Onların daha büyük bir hizmeti ve değeri var çünkü onlar kutsala hizmet ediyorlar, siz kutsala hizmet ediyorsunuz.

Burada dini zorbalık yok. Burada dini bir çatışma yok. Burada din, kutsalın kendisi değil, Kutsal için bir yol haline gelir. Burada, eğer gerçekten uygulanırsa, Kutsala giden her yolun değeri vardır. Kınama yoktur.

Burada Cennet ve Cehennem fikirleriniz kaybolur, çünkü Kutsal Olmadan Cennet nedir? Ve Cehennem Kutsal olmadan yaşar. Bu zaten sizin deneyiminiz oldu. Daha kötü Cehennemler vardır. Daha fazla acı ve kopuş vardır. Ama Kutsal kalır, geri dönmeniz için sizi çağırır.

Burada geçmişten kurtuldunuz. Burada geçmişin inançlarından kurtuldunuz. Burada saldırganlığınızdan kurtuldunuz. Burada nefretinizden ve affedilmezliğinizden kurtuldunuz. Tüm bunlar kutsal olduğu için mümkün.

O halde, kalıcı olana ve gerçek olana dönün. Onu tanımlayamazsınız. Ona bir yer, tarih veya ad veremezsiniz. Bunu yapmak onu gözden kaybetmektir.

Tanrı, Kutsallığın hayatınızda hareket edebilmesi ve mevcut koşullarınızda bile onu deneyimleyebilmeniz için İlimi içinize yerleştirmiştir. Bu en büyük armağandır ve kurtuluşunuzun kaynağı budur. Çünkü Kutsal size yeni bir hayat verecektir. Yaşam, Tanrı’nın yarattığı yaşamdır.