Saf Din

İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:


The Pure Religion

İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

Marshall Vian Summers’a
23 Mart 2013’da
Boulder, Colorado’da
Vahiy edildiği şekilde

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.



Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

İnsanların bu dünyadaki dinin durumu ve dinin tarihi – yani onun yarattığı tüm şiddet, yolsuzluk, yanlış anlama ve kafa karışıklığı nedeniyle cesaretlerinin kırılması büyük bir talihsizliktir. Bu insanların kendi içlerindeki İlim’in gücü tarafından yönlendirilmediklerinde insanların Tanrı’nın Vahiyleri ile ne yaptığının bir gösterisidir. Burada din devletin bir aracı, hırslı insanlar için bir kaynak, bir kabilenin bir başkasını yenmek veya üstesinden gelmek için kullanacağı bir başka ayrım haline gelir.

Tabii ki, bu şimdiki zamanlarda bile insanları uzaklaştırdı ve travmatize etti, ta ki Tanrı’nın Yeni Vahiyinin saf bir biçimde verilmesi gerektiği noktaya kadar, Tanrı’nın önceki Vahiylerinin büyük değerine, derinliğine ve bilgeliğine ve dünyadaki insan uygarlığını inşaa etmesindeki önemine bakılmaksızın.

Fakat Tanrı tekrar konuşmalı, çünkü Mesaj açıklığa kavuşturulmalıdır. Dinin amacı açıklığa kavuşturulmalıdır. Ve hayatınızın anlamı ve amacı yükseltilmeli ve açıklığa kavuşturulmalıdır. Aksi takdirde, din dünyada büyük bir sorun haline gelir, halbuki başlangıçta büyük bir çözüm olması gerekiyordu.

Buna kınama olmadan bakarsanız, içinizdeki İlim’e [derin manevi Zihine] olan büyük ihtiyacı göreceksiniz. Çünkü İlim olmadan, her şeyi kötüye kullanacaksınız. Doğayı kötüye kullanacaksınız; zihninizi kötüye kullanacaksınız; vücudunuzu kötüye kullanacaksınız çünkü bir kafa karışıklığı durumundan faaliyette bulunuyorsunuz. Kim olduğunuzdan, neden burada olduğunuzdan ve ne yaptığınızdan emin değilseniz, yabancı güçler ve dış etkilerden etkileneceksiniz. Evrende var olan bir trajedi olan [Kaynağınızdan] Ayrılık içinde yaşamanın trajedisi budur.

Dolayısıyla din ve dinin her yönü için büyük bir açıklama yapılmalıdır – Tanrı hakkında büyük bir açıklama; kurtulma ve bunun ne anlama geldiği ve nasıl gerçekleştirildiği hakkında büyük bir açıklama; ortak bir Kaynağa sahip oldukları için tüm dünya dinlerini birleştiren büyük bir açıklama.

Din nedir? Neden gerekli? Onu insan kalbinden ve zihninden tamamen söndürmek neden imkansızdır? Din, daha derin doğanızın ifadesini ve daha derin doğanızın yaşamda bu ifadeye sahip olmasını, buna ses ve biçim vermesini, kim olduğunuz, nereden geldiğiniz ve bu dünyayı terk ettiğinizde neye döneceğiniz ile ilgili çok önemli ve temel olanı temsil eder. O daha derin doğanız ve gerçekte olduğunuz her şey için temeldir – hayatınızın tezahürü ve gizemi, görülebilen ve görülemeyen her şey.

Din bir ideoloji değildir. Din bir bina ya da örgüt ya da örgütler hiyerarşisi değildir. Özünde, Tanrı’nın içinizde ve sizin ve dünyada çalışan başkaları arasındaki hareketidir. Tanrı dünyaya hizmet eder, içeriden dışarıya doğru insanlar marifetiyle çalışır.

Tanrı, dünyanın hava durumunu veya jeolojik güçlerini yönetmez. Tanrı tüm bunları zamanın başında harekete geçirdi. Her şey tek başına çalışıyor. Sizin mücadeleniz ona uyum sağlamak ve onu kendiniz ve başkaları için anlamlı ve faydalı bir şekilde kullanmaktır. Bu, size rehberlik edecek, sizi koruyacak ve sizi daha büyük bir hayata hazırlayacak büyük ihsan olan İlim verilmemiş olsaydı elbette mümkün olmazdı.

İlim’in bu dünyada bu kadar büyük ölçüde unutulmuş olması veya bilinmemesi, din için ikilemi yaratır çünkü İlim olmadan din kurallar ve reçeteler, uyarılar haline gelir ve her zaman insanlar için büyük bir baskı biçimine dönüşür. Başlangıçta belki de düşüncelerini ve yaşamlarını organize etmelerine yardımcı olmak için verilen, onlara koşmak bir boyunduruk haline gelir ve manevi ışık hayatlarından çıkar.

Bu Tanrı’nın niyeti değildir. Tanrı’nın niyeti, evrenin Rabbi, evrendeki sayısız din ve ırkların Rabbi’nin bu dünyaya verdiği büyük İlim birikimini insanların keşfedecek olmasıdır. Fakat İlim kaybolduğunda, korku ve hayal gücü ele geçirir. Karışıklık hüküm sürer. İnsanlar kulluk içinde yaşamak ve çalışmak için toplanır. İnsan ailesi tarihi boyunca böyle olmuştur.

Bu yüzden Tanrı şimdi saf bir Mesaj verdi ve İlime Giden Adımları bir temel olarak verdi, böylece bu sadece mevcut inançlarla rekabet etmek için başka bir inanç olmayacak, savunulması, tartışılması ve başkalarını bunaltmak veya ezmek için kullanılması gereken başka bir ideoloji olmayacak.

Çünkü Tanrı İlime Giden Adımları sadece bir bölgeye değil, bir ırka, kabile veya gruba değil, tüm dünya halklarına, dünyanın tüm inanç geleneklerinde kullanılacak, Tanrı’nın fiziksel gerçeklik içinde Ayrılık’ta yaşayan Tanrının tüm Yaratılışına Tanrı’nın mesajının anahtarı olarak tanınması için verdi.

Öyleyse bir kurum ya da öğreti kurumu olarak din nedir? Özünde, amacı Tanrı’nın Varlığı, Gücü ve Lütfu’nu kendi içlerinde, hayatlarında, birbirleri içinde ve dünya içinde deneyimlemek için bir ortam ve teşvik yaratmaktır.

Bu ne anlama geliyor? Bu, dinin amacının insanları büyük ihsana, İlim’in ihsanına getirmektir, çünkü Tanrı kelimelerin ötesinde daha büyük bir güç veya ifade ile sizi bu şekilde yönlendirir ve sizi nasıl hareket ettirir ve sizi sınırlandırır – sizi ileriye taşır, geri tutar. Bu aklın alacağının ve erişiminin ötesindedir.

Bu saf dindir. Bu azizlerin, büyük yaratıcıların ve kendini insanlığa adamışların dini olmuştur. İnsanların yaşamlarını ve deneyimlerini belirleyen sıradan şeylerin ötesinde, yaşamlarındaki yüce bir güç ve kuvvetle etkilendiler, ruhsal bir yerçekimi gibi daha büyük bir güç tarafından hareket ettirildiler, sade nezaket ve insanlar için iyilik ya da hizmetin ötesinde, insanlar için bir örnek oluşturarak ve başkalarının İlim gücünü teşvik edip ateşleyerek, başkalarının yararına olağanüstü şeyler yapmaya yönlendirdiler.

Ünlü generallerin ve ulusların liderlerinin, ünlü politikacıların, ünlü sanatçıların adını bile unutabilirsiniz, ancak büyük azizlerin adları geçerli olacaktır, çünkü katkıları en büyük ve en kalıcı ve en derin olmuştur. Bugün bile hizmet ediyorlar, insan kalbi ve zihninde sürekli yankılanan büyük armağanları, insanlara akıllarından ve bedenlerinden yüce olduklarını hatırlatıyor, insanlara duyularının rapor edebileceğinin ötesinde, bir Yüce Gerçekliğin bir parçası olduklarını hatırlatıyor.

 

Gördüğünüz gibi işte saf din budur, çünkü Tanrı sizi yaşamınızda çalışan İlim’in gücü ve varlığı aracılığıyla kurtarır. Onu tanıyabilme, verebilme ve zekice takip edebilme derecenize göre, Tanrı sizi bu şekilde kurtaracaktır.

Çünkü İlim sizin kültürünüze veya inançlarınıza bağlı değildir. İlim sizin geleneklerinize bağlı değildir. O bu şeylerin ötesine geçer. Bu şekilde, insanlar olağanüstü ve gizemli şeyler yapabilir, insan anlayışının ötesinde değer ve fayda yaratabilirler. Büyük ihsanın bir örneği haline gelirler.

Bununla birlikte, ritüel ve ideoloji, emsal olma veya yol belirleme de değerlidir. İnsanlar bunlara ona başlamak ve onu hayatlarını dengelemelerine yardım etmesi için kullanmak, yapı ve yön vermek için ihtiyaç duyarlar. Uçmaya hazırlanmak, uçağı uçurmaya hazırlanmak gibidir. Önce çalışmalısın. Önce yönlendirilmelisin. Uçağın yönetimini ele geçirmeden önce fizik, çevre, rüzgarlar ve havacılık hakkında bilgi edinmelisiniz. Ritüel ve ideoloji, sizi yönlendirmek, sizi uçuşa hazırlamak içindir.

Ancak uçma deneyimi farklı bir konudur. Burada entelektüel anlayışın sınırlarının ötesine geçiyor ve Gizem’e – dünya tarafından saf ve kirlenmemiş Gizem, sihir veya romantizm ve güç arayışına tarafından yönetilmeyen Gizem’e giriyorsunuz. Bu saf Gizem. Bu saf dindir, çünkü burada Tanrı ile doğrudan sizin için gerekli ve temel olan yollarla etkileşime giriyorsunuz.

Bu gücü kendiniz için kullanamazsınız. O, sizin onu yönetmeniz veya yönlendirmeniz için orada değildir. Gerçekten, o sizi yönetmek ve sizi yönlendirmek için oradadır. Ancak onun zekanıza ihtiyacı var. O’nun kendinizi tanımanıza ihtiyacı var. O’nun sizin başkaları için sorumluluk, kısıtlama ve gerçek şefkat duymanıza ihtiyacı var, yoksa ortaya çıkmaz.

Bu yüzden hırslı olanlar asla seçilmez. Bu yüzden tarih boyunca büyük Elçiler hep isteksizdi, karşılarına gelen büyük görevi isteksizce kabul ettiler. Herkes dini güç veya fayda için kullanmak isterken, gerçek Elçiler isteksizdir. Onlar dürüsttür. Onlar sadedir. Onlar büyük hizmet için hazırlanmıştır.

İdeolojinin ve inancın ve bu şeyler hakkında tartışmanın ve zihninizle zihnin aleminin ötesinde var olan bir şeyi anlama çabasıyla bu şeyler üzerinde sürekli ve sonsuz tartışmaların ötesinde, saf dine girmelisiniz. İster Hıristiyan, ister Budist, Yahudi, Müslüman ya da başka bir geleneğe sahip olun, ya da hiç geleneğiz olmasın, Tanrı’ya giden yol size açıktır.

Tanrı şimdi açık bir yol vermek, tüm inanç ve uluslardan insanlara açıklık kazandırmak ve büyük ihsanın, İlim ihsanının merkezi önemini göstermek için tekrar konuştu. Çünkü sadece inanca dayanarak Tanrı’ya ulaşamazsınız. Hayatınızı veya başkalarının hayatlarını sadece inançla gerçekten geliştiremezsiniz, çünkü herkes bu inançları paylaşmayacaktır.

Tanrı, ne kadar büyük olursa olsun, tüm insanların bir öğretiyi takip etmeyeceğini ya da bir öğretmene bağlı kalmayacağını bilir. Tanrı bunu bilir, ama insanların kafası karışmıştır.

 

Bu, dinin dünyadaki tüm yanlış kullanımlarının panzehiridir. Bu, din adına yapılan insan açgözlülüğünün, kafa karışıklığının ve zulümün panzehiridir. Burada Tanrı kutsal sayılmamaktadır. Tanrı’nın İradesi ve Amacı’na iftira atılmıştır. Burada kutsal ve derin olan her şey kaybolur ve bozulur.

Hayattaki daha büyük amacınızı ve burada olmanızın anlamını bilmek isteyen sizler, bu sonuçlar ve sonuçlar altında acı çekiyorsanız, yeni bir İlahi deneyime sahip olmalısınız.

Bu nedenle Tanrı, dünyanın dinlerini değiştirmek için değil, onları yükseltmek ve dünyaya gelen büyük değişime ve insanlığın akıllı yaşam evreniyle karşılaşmasına hazırlamak için tekrar konuştu. Çünkü Tanrı’nın önceki Vahiylerinden hiçbiri bunu yapamaz, görüyorsunuz ya. Bu her zaman insanın anlayış ve kavrayışının çok ötesinde olacak bir Büyük Plan’ın parçasıdır.

Bu Gizem’dir. Tanrı Gizem’de yaşıyor. İnsanlar tezahürde yaşıyorlar. Onlar Gizemi bir tezahür yapmaya çalışırlar. Ama Gizem her zaman Gizemdir.

O halde dinin tezahürlerinin ötesine geçmek için güç ve cesarete sahip olmalısınız. Çok dürüst olmalısınız. Motivasyonunuz açık olmalı yoksa devam edemezsiniz. Saf din, eğer oraya girecekseniz, açıklık ve niyet saflığı gerektirir.

Dini gelenekleri, törenleri, öğretileri ve uygulamaları küçük düşürmeyin, çünkü onlar başlangıçtaki insanlar içindir. Yanlış kullanılsalar ve yanlış anlaşılsalar da, başlangıçta birçok insan için çok yararlı olabilecek bir yapı sağlıyorlar. Fakat maalesef bu şeyler dinin kendisi haline geliyor.

İnsanlar, antik çağdan belirli bir reçete veya bir öğretiye binaen inanmıyorsanız, Cennete alınmayacağınızı öğretir. Yine de Tanrı, sayısız ırk ve din ile dolu bir evrene nezaret eder, bu yüzden açıkça sizi İlahi Huzurun eşiğine getiren inanç ve ya ideoloji değildir.

Tanrı sizi başarısız olduğu için cezalandırmayacaktır çünkü Tanrı İlim olmadan sizin sadece kafa karışıklığı yaşayabileceğinizi ve hatalar, hatta korkunç hatalar yapabileceğinizi bilir.

Bu nedenle İlime Giden Adımlar’ı atmak, dinin gerçekte ne olduğu ve ne olması gerektiği için çok önemlidir, çünkü Tanrı sizi burada kurtarır – zihninizde değil, düşüncelerinizde değil, inançlarınızda değil. Çünkü eninde sonunda olacak olan Kadim Evinize geri dönerseniz, orada tamamen farklı inançlardan gelen, diğer dünyalardan gelen, evrenin her tarafından gelen her türlü inanca sahip insanlar bulacaksınız. Böyle bir şey hayal edebiliyor musunuz? Yapamazsınız. Yapamazsınız.

Ama Gizem senin hayatında. Kalbinizde. Kendinizi ondan tamamen ayıramazsınız. İnsanlar denerler. Her zaman çok meşguldürler. Bir an bile sesizlik içinde oturmak istemiyorlar. Yaşamları hakkında gerçekten ne hissettiklerini hissetmek istemiyorlar, yoksa bir kriz yaşayacaklar. Çünkü Varlık her zaman oradadır, bekler, doğal bir cazibe ile çağırır.

 

Bu saf dindir. Ancak bunun mümkün veya faydalı olduğunu düşünmek için bile insan kalbine inanmanız gerekir. İnsanların temelde kötü ve kötülüğe eğilimli olduğunu düşünüyorsanız, dini, onlara koşum takmanın ve onları gütmenin, ve onlara söylediğiniz şeyleri yapmazlarsa onları kırbaçlamanın ve onları lanetlemenin ve onları her türlü işkence ve sefaletle tehdit etmenin bir yolu olarak düşüneceksiniz. İnsanlar Tanrı’nın böyle olduğunu düşünüyor.

Rahman bir Tanrı tamamen merhametlidir. Alimimutlak bir Tanrı her şeyi bilir. Tanrı bilir ki, İlim’in gücü ve varlığı olmadan, hayatınızı hakikaten yönlendiremezsiniz. Bu yüzden Tanrı size İlime Giden Adımlar’ı veriyor. Daha önce eski zamanlarda verilmişlerdi, ancak unutulmuş ya da reddedilmişlerdi, çünkü dine hakim olanlar insan kalbine güvenmediler.

Ama şimdi insanlık okuryazar. Belli bir ölçüde içinde yaşadığı daha büyük dünyanın farkında. Artık yalnız değilsiniz, ilkel kabileler değilsiniz. Eğilimleriniz hala ilkel ve kendinize zarar verici olsa da, daha büyük şeylerin farkındasınız.

Tanrı sizi dünyaya ve dünyanın ötesindeki yaşama ve eğer insanlık bu dünyayı yaşanabilir bir yer olarak koruyacaksa ve özgürlüğün çok nadir olduğu bu evrendeki özgürlüğünü ve kendi kaderini tayin hakkını sürdürecekse, insanlar arasında doğal olarak gerçekleşmesi gereken birlik aşamasına hazırlamalıdır.

Tanrı’nın Yeni Vahiyini dünyaya getiren bu en derin ihtiyaçlarınız ve dünyanın kendisinin ihtiyacıdır. Bu, 1400 yıldan fazla bir süredir bu tür ilk Vahiydir.

Vahiy döneminde yaşıyorsunuz. Fakat farklı din seviyelerini anlamalısınız. İnsanlara bakmak ve onları beslemek için din vardır. Temel olarak kültür ve toplumu örgütlemek için din vardır. İnsanlara bir dereceye kadar yardımcı olabilecek dini inanç vardır. Ama sonra insanları kendi içlerinde İlim ile ve Tanrının evrendeki tüm halkların ve ulusların refahı için yönettiği Büyük Güçler ile etkileşime sokan saf din vardır.

Bunun gizemine girdiğinizde, sabit inançlarınızı, ideolojinizi geride bırakmak zorundasınız. Bunu yapmak için güç, inanç ve cesarete sahip olmalısınız, yoksa tapınağın iç kutsal alanının dışında kalacaksınız. İnanç sizi tüm yaşamın Tanrısına getirmeyecektir. O daha büyük bir uğraş, daha derin bir uğraş ve bu anda içinizde yaşayan büyük ihsan tarafından yönlendirilen bir yaşam gerektirir.

İnsanlar buna karşı çıkacaklar. “İnsanlara güvenilemez. Onlar kötüdür. Onlar yozlaşmıştır. Lütuftan düştüler.” Bu çok saçma. Ayrılık yaratıldı çünkü Cennetin bir kısmı onu yaşamak istedi ve işte buradasın. Bu anlamanız için çok büyük ve derin.

Tanrı’yı ​​terk ettin, ama Tanrı seni terk etmedi. Düşüncelerinizde, korkularınızda, arzularınızda ve endişelerinizde kaybolursunuz, ancak Varlık sizinle birlikte gider. Çünkü Tanrınızdan hiç ayrılmayan bir parçanız var ve bu sizin İlim denilen parçanızdır.

Bu yüzden Tanrı sonunda sizi ve diğer herkesi kurtaracktır, çünkü kendinizi Kaynağınızdan ayıramazsınız. Ayrılık içinde yaşayabilirsiniz. Fantezi içinde yaşayabilirsiniz. Yıkım, suç ve yoksulluk ve kendini kötüye kullanma ile dolu bir hayat yaşayabilirsiniz, ancak bağlantıyı koparamazsınız.

Bir gün, eninde sonunda, içinizdeki güce döneceksiniz – bitkin, sinirli, bunalmış halde. Bu güce döneceksiniz ve o uzun bir kurtuluş sürecine başlayacak ve sizi başkalarına en basit ve alçakgönüllü yollarla hizmete sokacak, böylece değeriniz ve haysiyetiniz ve öz saygınız onarılsın. Çünkü Kadim Evinize sefil, kusurlu bir yaratık geri dönemezsiniz. Ve dünyaya sadece hayatınızın kaybolması ve boşa harcanması için gönderilmediniz.

Zihin önemli bir araçtır, ancak nihai gerçeğin platformu değildir. İnanç ve ideoloji başlangıçta yardımcı olabilir, ancak sonuna doğru bir engeldir. Tanrı orada olduğu için kaldırımın ötesine, bakir doğaya geçmelisiniz. Durgun olmayı öğrenmelisiniz. Kendi içinizdekini dinlemeyi öğrenmelisiniz. Kendinize bu şansı vermek için tutkularınızı, yakınmalarınızı ve tembihlerinizi kısıtlamalısınız.

Bu dünyada olmanın farklı bir yoludur. Bu dünyada olmanın kutsanmış bir yoludur. Ve kafanız karıştığı halde ve ne yaptığınızı bilmiyor olsanız da ve işler değişiyor olsa da, bir köşeyi döndünüz. Siz geri dönüşe başlıyorsunuz.

Tanrı, Tanrı’ya giden yolu bilir. İnsanlar asla Tanrı’nın yolunu bilmiyorlar. Ama Tanrı’nın yolunu bilmenize gerek yok çünkü Tanrı yolu biliyor. Uğraşın sizin için başlayabilmesi için büyük bir istekle sormak ve dua etmek gerekir ve size kültürünüzün, ailenizin, açgözlülüğünüzün ya da korkunuzun ya da dünyanın açgözlülüğün ya da korkusun sesini değil ya da kutsal olmayan herhangi bir güç sesini değil, ama gerçek sesi, içinizdeki daha derin sesi nasıl dinleyeceğinizi öğretmek için Tanrı’nın sağladığı İlime Giden Adımlar’ı atmanız gerekir. Bunu yapmanız en doğal şey olacaktır.

Bu saf dindir. Cami, tapınak ve ya kilise içinde ya da herhangi bir yerde uygulanabilir. O cevap vermenizi bekliyor. Bunun için büyük ihtiyacınızı fark etmenizi bekliyor, çünkü sadece Tanrı sizi dünyada tamamlayabilir ve yönlendirebilir. Dindar olsanız da olmasanız da, bir dini uygulasanız da uygulamasanız da, bir dine inansanız da inanmasanız da, Tanrı’nın Planı yanıt vermeniz durumunda sizi kurtaracaktır.

Burada dini savaş yok. Burada dini baskı yok. Burada tüm inançlar bir arada var çünkü hepsi aynı amaç için araçlardır. Eğer doğru ve otantik iseler, hepsi kalbin daha derin özlemini besliyorlar.

Sizi şimdi saf dini getiriyoruz, böylece onu kucaklayabilir ve bunun ne kadar önemli olduğunu ve hayatınız ve kaderiniz için, doyumunuz ve gerçekten kendinizi ifade etmeniz için ne kadar merkezi olduğunu görebilirsiniz. Bu sizin için Cennet’in bir armağanı, daha büyük bir Kaynaktan gelen armağandır – şimdi anlayabileceğiniz terimlerle verilmiştir ve farklı dillere etkili bir şekilde tercüme edilebilir; şimdi Cennetin İradesi ve Niyeti ile verilmiştir.

Acı çekiyorsunuz, çünkü neden gönderildiğinizi ve sizi kimin gönderdiğini ve bundan sonra ne yapmanız gerektiğini bilmiyorsunuz, bu deneyimi ve hayatınızı anlamaya başlamak için. Zengin ya da fakir olun bu karışıklık, gerçek bir çözüm arayana kadar sizi rahatsız edecektir.

Bu kutsal katılımı başlatır. Bu kutsal dönüşü başlatır. Burada Tanrı sizi dünyadan uzaklaştırmaz, fakat sizi dünyaya yepyeni bir şekilde getirir. Burada, çevrenizdeki her yerde İlim’e olan ihtiyacı görüyorsunuz ve insanları başarısızlıkları ve hataları için mahkum etmiyorsunuz. Burada, başkalarında İlim’i güçlendirmeye ve sizin için gerekli olan her yerde insanlara en temel yollarla hizmet etmeye çalışırken Cennetin bir ifadesi haline gelirsiniz.

Eğer din tarafından istismar edilmiş veya onun tarafından kafanız karıştırıldıysa, bu kelimeleri anlayın. Kendiniz için bu harika açılış ve fırsatı görün. Çünkü Tanrı ile ilişkiniz hayattaki en önemli ilişkidir ve onu kabul edip deneyimleme ve onun bir parçası olma dereceniz, herhangi biriyle ne kadar ilişki kurabileceğinizi belirler. İçinizde bulunan güçle samimi olamıyorsanız, kimseyle nasıl gerçekten samimi olabilirsiniz? İçinizdekine güvenemezseniz nasıl başka birine güvenebilirsiniz? İçinizde İlim’in rehberliği ve gücü yoksa, nasıl açık olabilirsiniz ve gerçek sevginizin ortaya çıkmasına nasıl izin verebilirsiniz?

Bu, temel olarak İlim ile ilişkiniz olan kendinizle olan gerçek ilişkinizi iade eder. Bundan sonra, hayatınızda olması gereken, siz hazırlandıkça size gelecek olan büyük ilişkilerin esasını ve temelini oluşturmaya başlarsınız, çünkü onları almak ve anlamlarını anlamak için geçmişten yeterince özgür olursunuz.

Burada saf dini söylediklerinizde, yaptığınız işlerde ve hatta düşündüklerinizde yaşamaya başlarsınız. Bu dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha büyük bir güçtür – doğadan daha büyük, dünyayı hareket ettiren fiziksel güçlerden daha büyük bir Güçtür. Şimdilik, dünyadaki yolculuğunuzda bile, size ölümden özgürlüğü ve büyük kalıcılığınızı hissettirecek zamansız ve değişmeyen bir parçanızı buluyorsunuz.