Tanrı’nın İnsanlıkla Antik Anlaşması

İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:


İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

Tanrı’nın Elçisine vahiy edildiği üzere
Marshall Vian Summers
20 Eylül 2010
Boulder, Kolorado, ABD

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.



Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

Tarih boyunca insanlık, genellikle yarattıkları şeyin Tanrı’ nın Anlaşması olduğunu düşünerek, Tanrı ile antlaşmalar yapmıştır. Bunlar, Tanrı’ nın her zaman yaptığı kutsal Anlaşmaya göre farklılık göstermiştir. Çünkü insan anlayışı İlahi bilinci asla kuşatamaz. Ve insan etiği ve insan hukuku, İlahi bilinci asla mükemmel bir şekilde yansıtamaz, çünkü çok büyük ve gizemlidir, zekanın ve aklın erişiminin çok ötesine uzanır.

İnsanlar somut bir anlayışa sahip olmak isterler, ama Tanrı gizemlidir. Ve Tanrı’ nın sizin içinize takip etmeniz için koyduğu şey gizemlidir. Ve siz dünyadayken, dünyanın ötesindeki daha büyük yaşamınız gizemlidir.

Bu nedenle, Gizem, yaşamınızın şu anda farkında olduğunuzdan daha büyük, temel ve asli bir parçasıdır. Gerçekliğinizin daha büyük tarafı olarak durmaktadır. Kökeninizi ve bu dünyanın ötesindeki kaderinizi, ilişkilerinizin gizemini, daha derin eğilimleri, İlim gücünün gizemini, Yaratıcının size verdiği, keşfedilmeyi bekleyen daha büyük Zekayı temsil etmektedir.

İnsan etiği ve anlaşmaları çeşitlenirken ve insan anlayışı gelişirken, Tanrı insanlıkla kutsal bir anlaşma yaratmıştır. Bu Anlaşma aslında değişmedi, bu yüzden yeni olduğunu söylemek doğru değil, ancak sizin anlayışınız için yeni olabilir. Çünkü Anlaşma, bu dünya var olmadan çok önce, bir insan ırkı var olmadan çok önce, bir insanlık tarihi var olmadan çok önce kurulmuştu. Anlaşma, zamanın başlangıcında, fiziksel evrenin başlangıcında Ayrılığın ortaya çıkmasıyla kurulmuştur. Sadece insanlar için değil, aynı zamanda Yaratılışın bir parçası olan evrendeki milyarlarca ve milyarlarca ve milyarlarca diğer ırk için de geçerlidir.

Anlaşma, doğanız, varlığınız ve dünyadaki amacınız için o kadar önemli ve temeldir ki görmezden gelinebilir veya gözden kaçırılabilir. İnsanların Tanrı ile bir anlaşma yaratması, koşulları, mizaçları, tarihleri ve gelecekleri ve yaşamdaki durumlarını nasıl algıladıkları ile ilgilidir. Ancak Tanrı’ nın Anlaşması bunun ötesindedir, çünkü sayısız durumda, sayısız farklı ırkta, sayısız farklı dünyada doğru olmak zorundadır, çünkü dünyanızın Tanrısı aynı zamanda evrendeki Büyük Yaşam Topluluğunun Tanrısıdır.

Kutsal Antlaşma tüm yaşam için esastır. İnsanlık için özel olarak yaratılmadı, çünkü evrende sayısız ırk vardır. Belirli bir dine veya dini anlayışa uygun değildir, çünkü evrende sayısız din vardır.

Bu yüzden Tanrı’ nın Yeni Vahiy çok yenidir çünkü sizi bu dünyanın sınırlarının ötesine götürüyor, size sayısız yaşam panoramasını açıyor çünkü kim olduğunuz ve nereden geldiğiniz, Yaratılışın tamamını izah ediyor, sadece küçük bir yönünü değil.

Bu durumda Anlaşma, bir kişi, bir ulus veya bir tarih dönemi veya bir din ya da dünyanın bir kısmı ile yapılan bir Anlaşma değildir. İnsan felsefesine, etiğine veya anlayışına bağlı değildir. Bundan daha esastır. Fiziksel gerçeklikte Ayrılık içinde yaşayan tüm varlık ırkları için her boyutta doğru olmalıdır.

Bu durumda Anlaşma, bir anlamda çok basittir, ancak onu yaşamak ve ona göre yaşamak büyük özen gerektirir. Gerçek bir dürüstlük gerektirir. Daha derin bir anlayış ve birinin yaşamını ve başkalarının yaşamlarını dikkatle değerlendirmeyi gerektirir.

Ayrılmaya yönelik çözüm zamanın başlangıcında verildi. Bu Tanrı için sorun değildir. Bu sizin sorununuzdur. Bu içinizdeki hangi sesi takip edeceğiniz konusundaki ikileminiz ve daha büyük ve genişleyen bir gerçeği ve gerçekliği deneyimleme arzunuz ve kapasitenizdir.

İnsanlar basit tanımlar istiyorlar. Çok çalışmak zorunda olmak istemiyorlar. Kendileri için ortaya konan her şeyi istiyorlar, çünkü tembeller ve burada doğaları ve amaçları için temel olanı tanımak için gerçek çaba ve düşünce ve anlayış üretmeleri gerektiğini bilmiyorlar.

Anlaşmanın mucizesi, Tanrı’ nın kutsal Anlaşması, her kişinin amacı ve kaderinin ondan kaynaklanmasıdır. Dolayısıyla, evren boyunca tekdüze ve tutarlı olsa da tezahürleri sayım ve kavrayışın ötesindedir. Aynı temel toprak ve gerçeklikten bolca akan hayat gibidir.

Bu kesinlikle insan kavrayışının ötesindedir, ama insan deneyiminin ötesinde değildir. Tanrı’ nın içinizde yarattığı, Tanrı’ yı asla terk etmeyen ve hala Tanrı’ nın Anlaşmasına göre yaşayan parçanızı temsil eden daha derin Zekayla her bağlantı kurduğunuzda, Anlaşmayı deneyimlersiniz.

“Bu Anlaşma nedir? Bunu bana açıklayın.” diye sorabilirsiniz. Ve biz diyoruz ki, Tanrı İlimi, mükemmel yol gösterici Zekâ’ yı içinize yerleştirmiştir. Tanrı size bu daha derin zekâ’ nın bir parçası olan daha derin bir vicdan vermiştir. Tanrı sizi, belirli durumlarda eşsiz bir kapasiteyle, belirli bireylerle etkileşime girerek hizmet etmeniz için dünyaya gönderdi.

Şu anda, tüm bunların ne anlama geldiğini veya neyin gerekli olduğunu veya nerede gerçekleşeceğini tam olarak anlamıyorsunuz. Sadece hayatın sonunda geriye doğru bakıldığında, dünyada bu birincil bağı kurup kurmadığınızı, dünyadaki birincil bağın içinizde bulunan daha derin İlime dayandığını, hatta bilginin de ötesinde var olan, akıl düzeyinin altında olan bir Zekaya dayandığını görebilirsiniz. Dünyaya hizmet etmek ve çatışmalarınızı, ikilemlerinizi ve belli bir dereceye kadar dünyada kültürünüzün ve varlığınızın yarattığı ikilemlerini aşmak için buradasınız. İlim bunu yapmanızı sağlar, çünkü o Yaratılışın bir parçasıdır.

Dolayısıyla “Tanrı bana bunu söylüyor” ya da “Tanrı bana şunu söylüyor” ya da “Ben buraya gidiyorum çünkü Tanrı buraya gitmemi istedi” demek doğru değil ya da “Bunu yapıyorum çünkü Tanrı benim bunu yapmamı istiyor.” ya da “Bunu seçmeliyim, çünkü Tanrı benden bunu istiyor.” Bunları, içinizdeki İlimin varlığı ve rehberliği ile yaptığınızı, bu kararları bu vesileyle verdiğinizi söylemek daha doğrudur.

O zaman İlim, Tanrı’ nın İradesini ve Varlığını yorumlar ve bunu kararlara ve eylemlere ve kaçınılması gereken şeylerin ve yaklaşacak şeylerin, göz önünde bulundurulması gereken şeylerin ve dikkate almamanız gereken şeylerin farkındalığına çevirebilir. Bu işlevler tamamen insan spekülasyonunun ötesindedir, çünkü o zihnin yüzeyinin ötesinde var olmaktadır- düşündüğünüz zihin, dünyevi zihin, kültürünüz ve eğitiminiz tarafından bilgilendirilen zihin, mizaç ve koşullarınız.

Hayatta daha büyük bir özgürlük elde etmek İlimin gücünü takip etmektir, çünkü bu sizi dünyadaki ve diğer dünyalardaki yaşamın ürettiği birçok kısıtlamadan, ilişkilerin ve ikilemlerin sorunlarından ve görünüşte çözülemez zorluklardan pratik ve anlamlı bir şekilde kurtarır.

Bugün karşılaştığınız sorunların bazılarını çözmüş görünen başka bir gezegene seyahat etmenin temelde daha iyi olacağını düşünmeyin, çünkü özgürlük, bireysel özgürlük, evrende nadirdir ve özgür olmayan diğer ulusların varlığında kurulması ve sürdürülmesi çok zordur. Bu, Tanrı’ nın insanlık için Yeni Vahyinin bir parçası olan Daha Büyük Bir Topluluk farkındalığı kazanmanın bir parçasıdır.

Yeni Vahiy, Tanrı’ nın Varlığını ve Gücünü İçinizdeki İlim aracılığıyla tecrübe ettiğiniz Antik Anlaşmayı sunar. Başkalarının içindeki Tanrı’ nın Varlığını ve Gücünü, onların içlerindeki İlim yoluyla, sizin içinizdeki İlim ile yankılayarak deneyimlersiniz.

Dünyaya hizmet etmek için buradasınız çünkü hizmet etmek için buraya gönderildiniz. Aydınlanmanız her zaman görecelidir çünkü Ayrılık içinde yaşıyorsunuz. Ama kesinlikle İlimi  takip edebilme ve hayatınızı İlim ile şekillendirip İlim ile yönlendirebilme dereceniz, zihninizin ve farkındalığınızın yükselişini ve yaşamınızın kalitesini ve birincil ilişkilerinizi belirleyecektir.

Tanrı yolu kolaylaştırıyor, ancak yol basit olduğunda zahmetli olmaktadır. Sayısız istisnaları yoktur. Tercihler ve müzakere ile dolu değildir. Ancak daha büyük şeyleri anlamak için kullandığınız tek şey aklınız olduğunda anlamak zordur, zira daha büyük şeyleri anlamak için yaratılmamıştır. Zihnin mekanizması yaşamın pratiklikleri ve çok daha az önem ve kapsamda olan şeylerle uğraşmak içindir.  Bunun ötesine geçmek için İlim ile bağ kurmalısınız.

Dünyada, ayrıca bilgeliği geliştirmek ve başkalarından bilgelik öğrenmek için bulunuyorsunuz, merhametli ve inayetli bilgeliği öğrenmek için, aynı zamanda çok keskin ve net, güçlü ve etkili olan bilgeliği. İlim ile doğdunuz ama bilgelikle değil. Ve bu dünyada veya herhangi bir dünyada başarılı bir şekilde yaşamak için, o dünyaya, dünyanıza bağlı olan bilgeliği biriktirmeniz gerekir.

Tanrı’nın Yeni Vahiy, insanlığın kendisi için kurması gerekenin ötesinde Büyük Toplum’ dan bilgelik sağlar. Sizi şimdi üzerinizde olan Büyük Topluluk’ taki geleceğinize hazırlamak, sizi zaten üzerinizde olan ve kendini bugün dünyada tehlikeli ve riskli yollarla sergileyen evrendeki akıllı hayata katılmaya hazırlamak için olan mükemmel ve nadir bir hediye.

Tanrı’ya karşı temel sorumluluğunuz İlime Doğru Adımları Atmaktır; İlimi takip etmeyi ve İlimi zihninizdeki diğer seslerden ayırt etmeyi öğrenmek; başkalarındaki İlimi dinlemek, etrafınızdaki insanların tüm görüş, tutum ve inançları arasında onu aramaktır. Temel sorumluluğunuz İlimin yaşamınızı yeniden şekillendirmesini sağlamaktır, bu da içinizde daha derin bir dürüstlüğü temsil eder. Kendinize dürüst olmanın anlamı budur- fikirleriniz veya inançlarınız ya da tercihleriniz için değil, tutumlarınız ya da kültürel konumunuz için değil, İlim ve içinizdeki İlimin vurgusu ile temsil edilen daha derin doğanız için.

Tanrı, ayrılanları İlim yoluyla kurtarır. Tanrı, ayrılanları İlim yoluyla geri kazanır. Sadece insanları değil, sizden çok farklı olan sayısız diğer ırkları- çevrede farklı; inançta farklı, tarihte farklı; etik, tutum ve ortaklıkta farklı. Sadece Yaratıcının dehası, bu kadar kapsamlı bir kurtuluş Planına sahip olacaktır.

Bu, elbette, tüm mutlak dini fikirlerinizi Büyük Toplum bağlamında çok ilişkili kılar. Bu yüzden Tanrı’ nın İradesini kesin olarak ayırt edemezsiniz ve bunu genel olarak veya mutlak bir şekilde çevrenizdeki herhangi bir şeye veya herhangi bir kişiye uygulamaya çalışamazsınız. Ama siz İlime Adımlar atmakla yetkilendirildiniz ve bu Tanrı’ nın şimdi insanlık için dünyaya verilen Yeni Vahyinde- insanlığın daha önce deneyimlediği hiçbir şeye benzemeyen, bin yıldan fazla süredir verilmiş olan her şeyden daha büyük olan vahyinde açıkça belirtilmiştir. Pek çok açıdan yenidir, aynı zamanda antiktir ve diğerlerinde değişmez.

Tanrı’ nın insanlık ile kutsal anlaşması, Tanrı’ nın evren ile kutsal anlaşmasıdır. Bu şekilde, Tanrı ‘nın günlük işlerinize aşırı derecede ilgili olması ve dahil olması gerekmez. Bu yüzden İnsanlar Tanrı bunu ya da şunu yapmamı söyledi dediğinde ya da bunları Tanrı getirdi ya da Tanrı benden aldı dediğinde, gerçekten dürüstlerse eğer, deneyimleri doğruysa, İlim ile olan etkileşimlerinden bahsediyorlardır.

Bütün evrenlerin Rabbi bu şekilde yer almaz çünkü tüm evrenlerin Rabbi çok zekidir. Yaşamın felaketleri, doğal afetler, vebalar, savaşlar, Ayrılıkta yaşamanın büyük talihsizliği, Ayrılıkta yaşamanın büyük çıkmazı, Kaynağınızdan ayrı, sadece yüzeysel ve Tanrı tarafından yaratılmamış dünyevi aklı takip etmeniz -Tanrı tarafından yaratılmamıştır.

Dünyanızın koşullarına bakın. Size bir cennet veriliyor ve teknolojinizin izin verdiği kadar çabuk yok ediyorsunuz. Geleceğinizi eziyorsunuz. Doğal mirasınızı tüketiyorsunuz. Dünyayı öylesine önemli ölçüde değiştiriyorsun ki, gelecekte yaşanmaz hale gelebilir. Bir uzay aracına atlayacağınızı ve evrende başka bir yere gideceğinizi düşünmeyin. Sizinki gibi yerleşik dünyalar, sizden çok daha güçlü ırklar tarafından uzun zamandır ikamet edilmektedir.

Bu yüzden Tanrı’ nın Anlaşması burada ve şimdiyle ve her bireyin verdiği kararlar, yaptıkları seçimler, neye değer verdikleri, neye bağlı oldukları, neye cevap verdikleri ile ilgilenir. Bu, Tanrı’ nın temel Anlaşmasının, yalnızca bireyin yaşamının ve koşullarının değil, bir bütün olarak insanlığın geleceğini belirleme konusunda kapsamlı bir güce sahip olduğu yerdir.

Çünkü insanlığın geleceği, yalnızca ulusların liderleri tarafından değil, bireysel ve kolektif olarak her insan tarafından sayısız kararla oluşmaktadır. Ve bu kararı ne bildirir? İlimin gücü ve varlığı mı? Yoksa bireyin iradesi, korkusu ve istekleri mi? Açıkçası, insanlığın aptallığı, budalalığı, hataları, trajedileri, çatışmaları, dahil olan her kişinin kararlarını bilgilendiren bu temel problemden kaynaklanmaktadır.

Tanrı’nın Anlaşması bu şekilde her durumda uygulanabilir. Tanrı’ nın bunun için veya şunun için farklı bir yasası veya kuralı yoktur. Kültürünüzün ve ulusunuzun hukukuna ve etik kurallarına göre belirli kanun ve ilkeleri izlemeniz gerekebilse de, Tanrı ile Anlaşmanızı temsil eden İlim ile temel ilişkinizi ihlal etmediği sürece bu iyi olabilir.

Burada, sosyal vicdanınız değil, daha derin vicdanınız, daha derin vicdan, yapılması ya da yapılmaması gerekene dair nihai hakiminiz olur. Başka bir deyişle, Tanrı’ nın Anlaşması, kendinize temel olarak dürüst olmanızı ve daha derin doğanıza sadık kalmanızı gerektirir.

Ulusların sosyal düzeni korumak ve ortaya çıkacak hataları hafifletmek ve en azından idealist olarak veya prensipte adil bir sistem yaratmak için etik kurallar ve ilkeler ve davranışlar düzenleyen yasalar oluşturmaları iyi ve gerekli olmakla birlikte, bugün burada bahsettiğimiz bireyin daha derin vicdanıdır.

Bu vicdanla bağ kurabilmek için çok dürüst olmalısınız. Korkularınızı ve tercihlerinizi daha derin bir düzeyde neyin doğru olduğunu bilecek kadar uzun süre bir kenara bırakmalısınız. Ancak bu insanlar için zordur, çünkü nadir durumlarda nadir bulunan bireyler dışında bunu asla yeterince kullanmamışlardır. Bu yüzden Tanrı’ nın Yeni Vahiy, her bir insana, içinde İlimin gücü ve varlığı ile temel bir ilişki ve bağ kurma fırsatı vermek için İlime Doğru Adımları sağlar.

Burada mutlak inanışlarda bulunamazsınız çünkü İlim bir kişinin bir şeyi yapmasını sağlayabilir ve başka bir kişiye bunu yapmamasını söyleyebilir. “İnancım Tanrı’nın İradesi” diyemezsiniz. Çünkü Tanrı’nın İradesi sayısız şekilde kendini göstermekte, içten dışa bireyler aracılığıyla çalışarak, herkes için kesinlikle neyin doğru olduğunu nasıl tahmin edebilirsiniz? Yapamazsın. Bu dürüstçe değildir. Bu aptalcadır. Ve bu sonuçta insanların hayatlarına zarar verir.

Ayrılanlar İlim yoluyla geri kazanılır. Kötüler Cennete hazırlanır. Cehennem şu anda olduğunuz yerdir, en azından cehennemin bir seviyesi. Daha derin bir Cehenneme gidebilirsiniz, daha derin bir Ayrılma haline, ama sonunda Tanrı tüm Yaratılışı geri alacaktır.

Bu, Anlaşmadan dolayıdır. İçinizdeki İlimi yok edemezsiniz. Kendinizden ondan boşayabilirsiniz. Ondan kaçabilirsin. Mühürleyebilirsiniz. İnkâr edebilir ya da varlığına ve gücüne inanmayabilirsiniz. Daha derin vicdanınızdan kaçınmak için elinizden geleni yapabilirsiniz, ancak onu silemezsiniz. O daima sizinledir. Dünyaya gelmeden önce sizinleydi. Bu dünyadan ayrılırken sizinle olacak.

Buradayken İlim ile bağ kurmak, maneviyatın ve manevi gelişimin gerçek anlamıdır. İlime Doğru Adımları atmak, asli ve temel eylemdir. Hangi dini gelenekte tezahür ettirilirse ettirilsin, bu temel manevi uygulamayı temsil eder. Tanrı’ya inanmak ya da Tanrı’ nın insan ideolojisine inanmak ya da Bilgi ile temel bir ilişki kuramazsanız, reçetenin öğrettiklerini taklit etmeye çalışmak gerçekten etkili olmayacaktır. Hala Tanrı’ dan ayrısınız. Hala korku tarafından yönlendirilen fikirlerinizle yaşıyorsunuz- kayıp korkusu, başarısızlık korkusu, yoksunluk korkusu, Tanrı korkusu, ölüm korkusu vb.

Bu yüzden kendilerini dini inançlarında çok dindar olarak gören birçok insan hala Tanrı’ya yakın değildir, çünkü kendi içlerinde İlim ile temel bir bağlantı kurmamışlardır. İlim ile olan temel ilişkileri ile inançlarını, köktendinciliklerini, dini yazıtları ile yer değiştirdiler. İşareti kaçırdılar. Yanlış şeye güveniyorlar.

Hayatlarının kaynağı ve anlamı olan Gizem’den korkuyorlar. Her şeyin açıklanmasını istiyorlar. Sorularla yaşamak istemiyorlar. Sadece cevapları kullanmak istiyorlar. Kendilerinden korkuyorlar. Zihnin yüzeyinin altına girmekten korkuyorlar. Her durumda inançlarının yerini alan Tanrı’ nın Anlaşmasından korkuyorlar.

Birçok insan “doğal bir dine” sahip olduklarını iddia eder, ancak bu çok doğal olmayan bir hal alır çünkü İlim ile birincil ve ilkel ilişkilerini bir dizi inanç, ideoloji, düşünce sistemi veya dini bir kurumla değiştirmişlerdir. Şimdi inanç, inancın sınırlarını aşan daha derin bir deneyim yerine onların ana odak noktası haline geliyor ve o herhangi bir inancın olabileceğinden çok daha güçlü, istikrarlı ve kalıcıdır.

Bu nedenle dinin tezahürü ile tüm büyük yapıları ve bildirileri- öğütleri, ideolojisi, kozmolojisi ve teolojisi- ve keşfedilmeyi bekleyen her insanda yaşayan Gizem arasında büyük bir fark vardır.

Ancak insanlar hala bir yapıya ihtiyaç duyuyorlar ve bu yüzden Yeni Mesaj etik sağlıyor ve dünyaya katılım için bir çerçeve sunuyor. Ancak çerçeve açık. Mutlak değil, çünkü İlim aynı hedefe ve aynı amaca ulaşmak için farklı şekillerde, farklı insanlarda çalışıyor.

Bu dünyadan ayrılıp sizi dünyada izleyen Manevi Ailenize döndüğünüzde size “Ulaşmak için yola çıktığınız şeyi başardınız mı?” Diye soracaklar. Çünkü bu dünyadan ayrıldığınızda hiçbir inancınız olmayacak. Ancak görevlerinizi ve hedeflerinizi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinizi kendiliğinden öğreneceksiniz. Burada yargı yok. Kınama yok. Sadece tekrar denemeniz gereken mükemmel İlim var.

Bu, insanların Tanrı’ nın nihayetinde tüm insan hatalarını yok edeceği fikrinden ne kadar farklıdır, çünkü Tanrı insan hatasını yaratmamıştır ve bu nedenle onu yaratanlar tarafından yok edilmelidirler. Fakat içinizde İlimin gücü ve varlığı olmasaydı bu imkânsız olurdu. Çünkü kötülüğün üstesinden sadece o gelebilir. En karmaşık ve en zorlu koşullarda bile sadece o rehberlik edebilir. Sadece o her durumda doğru seçimi yapabilir ve birlikte olmak için doğru insanları seçebilir. Sadece o iyi olanla iyi görünen şey arasındaki farkı söyleyebilir.

Bu Tanrı’ nın Anlaşmasıdır. Gizemli, güçlü, kelimelerle ifade edilmesi çok zordur. Bilginin tüm insanlarda, her durumda, her koşulda ne yapılacağını açıklayan yeni bir teoloji oluşturmak çok zordur, çünkü bu yapılamaz. Bunun yerine, din İlime Giden Adımları atmanın temel manevi uygulamasını onurlandıran ve insanları bu yönde cesaretlendiren ve bu dönemin ve çağların bilgisi ile insanların içlerindeki güç ve zekanın ve aklın erişiminin ötesinde olan varlıkla bağ kurmalarına yardımcı olacak bir çerçeve, etik ve pratik bir çerçeve oluşturmalıdır.

Gördüğünüz gibi, bu bir aziz ile bir bilgin arasındaki farktır. Bilginler yorum yaparlar, ancak bu, deneyimlerinin çok büyük olduğu anlamına gelmez. En iyi ihtimalle, şimdiki zamandan ve geçmişten bilgelik kazanırlar ve onu bugünkü dünyanın koşullarına getirirler. En kötüsü, ideolojinin izleyicileri ve insanlığın savcıları olurlar.

Takip edilmesi ve takip edilmemesi gereken önemli şeyler vardır ve bunlar Tanrı’ nın Yeni Vahyinde reçete edilmiştir. Çoğu insan ve çoğu durum için geçerli oldukları ve genel olarak güvenilir oldukları için geneldirler. Ama hala İlim ile daha derin bir ilişki kurmalısınız. Bunu atlarsanız, kendinizi çok aşamalı ve çok seyrek zamanlar dışında Tanrı’nın Lütfu, Gücü ve Varlığını alamayacağınız bir konuma koyarsınız.

Tanrı’ nın esas Antlaşması, ayrı olabileceğinizi, ancak sadece bir süre için ve süreliğine olabileceğinizi söylüyor. Sonunda, hala Yaratılışın bir parçasısınız ve geri döneceksiniz. Bu, insanlığın dini kurumlarında ilan edilen ve kurulan anlaşmalardan ve evrendeki diğer ırkların, daha derin bağ ile aynı sorunları olan kurumlarla yaptığı anlaşmalardan ne kadar farklıdır.

Evrende aydınlanmış varlık ırkları yoktur yahut gerçekliğin bu aşamasında olamazlar. Herkes Ayrılığın sorunlarıyla uğraşıyor. Bilge bireyler ve hatta bazı ulusların bilge liderleri varken, herkesin aynı temel sorunu vardır. Bu değişen fiziksel gerçeklikte sadece hayatta kalma ve güvenlik sorunu değildir; kişinin neyi takip edeceği ve başkalarının kendi içinde ve birbirleri arasında neyi takip edeceği sorunudur.

Dünyadaki insanlar İlime yaklaşabilirse, o zaman belirli kararları takip etme taahhüdü bugünkünden çok daha güçlü olurdu. İnsanlar doğru olanı yapmak için fedakârlık yaparlardı. İnsanlar neyin işe yarayacağına dair karar verirlerdi. İnsanlar geleceğe yatırım yaparlar ve sadece karadaki çekirge gibi anı yaşamazlardı.

Sorunlarınız olurdu, ama bugünkünden çok daha az. Ve geçmişi yeniden canlandırmaya çalışmak yerine, daha iyi bir gelecek için temel inşa ederdiniz. Dünyanın kaynaklarını tüketmek yerine korurdunuz. Çünkü bu dünya, sahip olduğunuz tek şeydir ve çocuklarınızın ve onların çocuklarının gelecekte sahip olacağı şey, bugün koruyabileceğiniz ve güvence altına alabileceğiniz şeylere bağlı olacaktır.

Burada sizin yeryüzünde tükettiğiniz veya yok ettiğiniz şeyi kazanmak için evrene gidebileceğinizi düşünmeyin, çünkü sizinki gibi dünyalar nadirdir ve iyi korunurlar. Birçokları tarafından çok istenirler.

Bu büyümenin bir parçası- pervasız bir ırk, ergen bir ırk, yıkıcı bir ırk olmaktan çıkmaktır. Dünyayı ve Büyük Toplumun müdahalesine karşı kendinizi korumanız gerektiğini fark ettiğinizde savaşı sona erdirirsiniz. O durumunuzu ve sizi gerçekten doğru ve üretken olanı yapmaya neyin motive edeceğini tamamen değiştirecektir.

Her şey bireyi neyin bilgilendirdiğine dayanır- İlimin gücü ve varlığı ve Tanrı’ nın tüm yaşamla Anlaşması.